Tamam, hepimiz kadını parçaladık. Oturduğumuz yerden ahkam kestik. "Sus artık be kadın" dedik. Kendisinden vazgeçen ya da vazgeçtiğini göstermeye çalışan kocası karşısında daha dik durmasını istedik. Nazire Şenlendirici'den söz ediyorum. Özel yaşamıyla ilgili çok önemli bir dönemeçte, bütün kavgasını diğer kadının, yani Deniz Seki'nin üzerinden yürütmeye çalışması magazin medyası için malzemeydi ve bu malzeme de sonuna kadar kullanıldı. İtirazım yok. Çünkü bu dünyanın her yerinde iyi bir magazin haberidir. Ama... Ama bu olayı haberin de dışına taşırıp, kadını bir meta haline dönüştüren yorumlarla kantarın topuzunu da kaçırmayalım. Cumartesi günü, Kelebek'te Mevlüt Tezel'in köşesinde 'Nazire Operasyonu' başlığıyla kaleme aldığı yazıyı okuyunca gözlerime inanamadım. Tezel, Nazire Hanım için bir estetik operasyon şeması çıkarmış. Gerekçesini de şu sözlerle açıklamış: "Bir yıl önce doğum yapan ve yaşadığı ihanetin stresiyle yağ bağlayan Nazire Hanım'ın bu saatten sonra spor ve diyetle kendini toparlamasının zor olduğuna karar verdim ve ünlü estetik cerrahı Prof. Dr. Nazım Durak'ı aradım." Nazım Hoca da Nazire Hanım'a hangi estetik müdahalelerin yapılması gerektiğini uzun uzadıya anlatmış. Tüm bu işlemlerin faturası 46 bin YTL tutuyormuş. Nedir bu? Bir mizah yazısı mı? Nazire Hanım, konu olduğu her haberin malzemesini bugüne kadar kendi ağzıyla verdi medyaya. Ama bu kadar feci bir yorumu da hak etmedi...