Başka hayatları dinledikçe üzülüyorum, sıkılıyorum, bunalıyorum. Ve kendimi bazen büyük bir ağırlığın altında kalmış gibi hissediyorum. Başka hayatların öykülerini dinlerken en çok etkilendiğim nokta ise hayat savaşı içinde koşturanların bu yüzlerini hiç göstermemeye çalışmaları. Onları televizyonda gördüğünüz zaman "Ne güzel yaşıyorlar" diyor hatta belki de özeniyorsunuzdur. Ama bu madalyonun görünen yüzü. Görünmeyen yüzünde ise bilseniz neler neler yaşanıyor. İşte biz de televizyon programımız Herkes Yanlış Biliyor'da biraz da madalyonun öteki yüzünü ekrana getirmeye çalışıyoruz. Dün sabah Çılgın Sedat konuğumuzdu. İlk kez tanıştım. Ben onu adı gibi deli dolu biri olarak bilirdim. Ama bir hikaye anlattı, madalyonun öteki yüzünü gösterdi yani...Evde ölüm döşeğinde annesi, kucağında ise 14 günlükken beyin kanaması geçiren ve ölümden dönen bebeği vardı Sedat'ın. Maddi zorluklar etrafını kuşatmış. Hem borçları var hem de bebeğin tedavisi için müthiş bir birikim gerekiyor. Yayının reklam arasında bebeğin altını değiştirdi, mamasını yedirdi, sonra da uyuttu. Böyle bir hayat yaşarken sahneye çıkıyor ve gülerek, gülümseyerek şarkılarını söylüyor. Bundan daha zor ne olabilir ki? Sedat bu konuda taze bir örnek. Ama bilin ki, televizyondan önünüzde geçit yapan o şaşaalı, parıltılı yaşamların o kadar da çok özenilecek bir hali yok.