Magazin servisinin sinema yazarı Mehmet Çalışkan, geçtiğimiz yıl "Muğla'ya gitmem gerekiyor" diye ısrar ettikçe orada neler olup bittiğine bir anlam verememiştim. Bir film çekiliyordu. Adı 'Dondurmam Gaymak'tı. Çok düşük bütçeli bir filmdi ve oyuncuları tamamiyle amatörlerden yani Muğla halkından oluşuyordu. "Bu şartlarda nasıl bir film çıkar ki?" diye soruyordum. Sonra Mehmet sayesinde filmin başlamasını, gelişimini, büyümesini adım adım izledik. Ve önceki gece de galasına gittik. İyi ki de gitmişiz. Komik olduğu kadar duygusal bir film 'Dondurmam Gaymak'. Ali Usta, babadan kalma yöntemlerle lezzetli dondurmalar yapan bir usta. Ve bir gün çocuklar onun ekmek teknesini yani dondurmaları taşıdığı motosikleti çalıyorlar. Ali Usta bunu büyük dondurma firmalarının kendisine kurduğu bir komplo olarak düşünüyor. Ali Usta'nın piyasadaki hızlı ekonomik değişimlere ayak uydurmaktaki zorluğu, çaresizliği, rekabetin acımasız kuralları sizi bir yandan güldürüyor, bir yandan düşündürtüyor. Bu filmin bir yönü... Ama ikinci ve asıl önemli yönü şu: Yönetmen Yüksel Aksu ile Muğlalılar'ı film için çalıştıran Memet Ali Alabora, isimsiz starlar yaratmışlar. Bu filmi profesyoneller oynasaydı, bu kadar keyifli, bu kadar sahici asla olamazdı. Yönetmen Aksu "Para delikanlıyı bozar derler ya, bizi de yüksek bütçe bozardı" demiş. Aynen öyle... O gece Muğlalılar'ın çıkarmasına tanık olduk. Kendi hayatlarından sıyrılıp bir geceliğine de olsa bir peri masalının içinde yaşadılar. Kadınlar nasıl da süslenmişti, erkekler nasıl da özenliydi... Özetle, her şey çok lezzetliydi, çok. Ali Usta'nın söylediği gibi: Katkı maddesi yoktu. Çok da iyi olmuştu... Dondurması gibi... Gaymaktı gaymak...