Şarkının ismi bu. Söyleyen rapçi kardeşin adı bilgisayar ismi gibi bir şey. Şarkı söylemiyor da sanki zincirle kapıya bağlanmış bekçi köpeklerine taş çıkartır şekilde havlayıp duruyor. Şarkının sözlerinde bir anlam, bir mantık hatta bir felsefe aradım ama bulamadım. Derinliğini kavramaya benim kıt aklım yetmedi herhalde.

Hülya Avşar da merak etmiş olmalı ki bu arkadaşı YouTube programına konuk etti. Genç rapçi, "Bu da benim stilim. Bu çok ayrı oldu. Orada havlamak yok. İnsanlar beni yanlış anladı, onlar arkadan havlarlar dedim" mealinde bir şeyler söyledi. Ne yalan söyleyeyim, onu da anlamadım.
Şarkının saçma sapan sözlerini burada tekrarlayıp hem sinirlerinizi bozmak hem de boşuna mürekkep ziyan etmek istemedim. Meraklısı, arama motoruna "Hav Hav Hav şarkısı" yazıp, görebilir.
İçimden şöyle ağzımı doldura doldura "Hoşşşt" demek geliyor ama sevimli köpek dostlarımın kalbini kırmaktan korkuyorum...

1. Lig'dekiler kutup ayısı mı?
Hani geçenlerde doğulu bir kadın karda çocuğunu zorlukla okula götürmeye çalışırken, büyük kentlerdeki tatil kararına kızıp "Onlarınki çocuk da bizimkiler kutup ayısı mı?" demişti ya, şimdi ben de soruyorum: Süper Lig'dekiler futbolcu da, 1. Lig'dekiler kutup ayısı mı?

Derbi için Rams Park'ın zemini günler öncesinden temizlenip pırıl pırıl hale getirildi. Karın yoğun yağdığı diğer şehirlerde de Süper Lig maçlarının iyi zeminlerde oynanması için olağanüstü çaba sarf edildi. Gelin görün ki, İstanbul'daki Ümraniye - Sakarya maçı sanki kutup dairesinin içinde oynandı. Maç defalarca durdu, çizgiler belli olmadığı için VAR devreden çıktı, kartopu mu oynandı, futbol mu belli olmadı.
Yazık ki ne yazık...

Yine olmadı Mourinho!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho'ya bir türlü ısınamadım, gitti. Kariyerini tartışacak kadar ahmak değilim ama üstten bakışları, Türkiye'yi aşağılayan demeçleri, sürekli mızmızlanması ve dengesiz psikolojisi beni ondan iyice soğuttu. Son olarak Galatasaray yedek kulübesindekileri "sevinen maymunlara" benzetmesi büyük bir doz aşımıydı.
Ben aile boyu Fenerbahçeliyim. Ama benim ülkemde bir yabancı teknik direktörün gelip de rakibimi maymuna benzetmesine sevinecek değilim. Dört büyük takımın taraftarı birbirini sevmek mecburiyetinde değil, ancak saygı göstermek zorunda. Koca Mourinho'ya (!) neyi, nasıl, ne zaman söyleyeceğini öğretmek tabii ki bana düşmez ama söylediği söz her tarafa çekilebilecek, son derece elastiki bir niteleme. Nitekim içinde "ırkçı" tonlar da taşıyor ne yazık ki. Bunu fırsat bilenler de Mourinho'ya "ırkçı" etiketini yapıştırmaktan geri durmadılar tabii..
Bak Mourinho efendi, sadece kendi imajını törpülemiyor, Türk Futbolu'nun ve Fenerbahçe'nin de saygınlığını tehdit ediyorsun. Ya sadece futbolla ilgilen ya da topla bavulunu ve tazminat avına başka ülkede devam et...

Şeref kürsüsü
Van'da kar yüzünden yürüyemeyen öğrencisini sırtına alıp evine kadar taşıyan Cihan Yakut öğretmenim. Sana da helal olsun.

Zap'tiye
Benfica - Monaco maçında bir taraftar, VAR'a giden hakeme 50 Euro uzattı. "Ucuz penaltı" dediğin böyle olur!

Ne demiş?
"7 sezon, 11 teknik direktör, 115 transfer... Sonuç: 1 Ziraat Türkiye Kupası." (Sosyal medyadan bir Ali Koç değerlendirmesi)