Esad rejiminin devrilmesinden sonra ünlü Sednaya hapishanesinin halini izliyor musunuz? Ben A Haber'de muhabir Ata Gündüz Kurşun ve kameraman Eren Karakaya'nın tespit ettiği görüntüleri güçlükle izleyebildim. Rejim muhaliflerinin yıllarca kapatıldığı, türlü işkenceye maruz kaldığı, pek çoğunun öldürüldüğü, kalanların aklını yitirdiği bir yeryüzü cehennemiydi...
Suriyeliler, hapishanedeki akrabalarını kurtarmak için dozerle, kazma kürekle kazı yapıyorlar. Gizli zindanlardan insan sesleri geliyor ama bu odaların nerede olduğu bulunamıyor.
Her diktatör, ardında kendi şeytani parmak izini bırakır. Hitler'in Auschwitz'ine, Stalin'in Sibirya'sına şimdi de Esad'ın Sednaya'sı eklendi.
Cezaevinde pres makinesi varmış. Cesetleri bu makinede karton inceliğine getirip aynı mezara üst üste gömüyorlarmış. Yazarken bile parmaklarım karıncalanıyor, yutkunmakta güçlük çekiyorum. Gaz odalarını bile gölgede bırakan bir vahşet. Yaratıcılığınız batsın!
Kim bilir dünyanın hangi köşesinde şu anda hangi insanlar hangi diktatörün eziyetiyle can çekişiyor.
Press olarak "pres"i yazmak da ne yazık ki bize düştü. Utanıyorum. Çok utanıyorum...
Bunun nesi hocalık?
"Jose Mourinho teknik direktör olarak Fenerbahçe'ye geliyor" denildiğinde her futbolsever gibi ben de heyecanlanmıştım. Ne var ki umutlarım çabuk söndü. Fenerbahçe ile ilgili son yazımda "Ruh olmadıktan sonra takımın başına Hızır Aleyhisselam'ı getirsen ne fayda?" diye yazmıştım. Nitekim Beşiktaş mağlubiyeti de gözümüzün içine aynı gerçeği soktu.
Mourinho'nun kariyerini tartışmaya açacak değilim. Ancak geldiği günden bu yana pozitif anlamda Fenerbahçe'nin oyununa en ufak bir katkısı olmadı. Yine aynı ölümcül defans hataları, aynı oyun kurucu yetersizliği, aynı ofansif beceriksizlikler. Yahu Fenerbahçe defansı, bu köşede defalarca yazdığım "zaman ayarsız bomba" Samet Akaydın'a emanet, dahası var mı?
Mourinho tüm parlak kariyerine ihanet edercesine oyuna zamanında müdahale edemiyor. Bırakın B ve C planlarını, A planı olduğundan bile şüpheliyim. Oyuncularını iki gruba ayırmış, 60'ıncı dakikada bir grubu çıkarıp diğerini oyuna sokuyor, hepsi bu...
Kötü bir Beşiktaş, şeker gibi hakem (hatta iç bayacak kadar), mis gibi saha ve hava şartları, eksiksiz kadro ama yine mağlubiyet. Ligin neredeyse ortası geldi. Mourinho "özel yeteneklerini" ne zaman gösterecek? Hocamızın buna bir cevabı var mı acaba?
Buradan Fenerbahçe yönetimine çağrıda bulunuyorum: Takımı bana emanet etsinler, Mourinho'ya verdikleri parayı da bir hayır kurumuna bağışlasınlar. Söz veriyorum, bu yıldızlar topluluğunu daha kötü oynatmam. En azından bu vesileyle birkaç muhtaç garibanın karnı doyar, ihtiyaçları karşılanır. Ne diyorsun Acun kardeş?
İBB'nin ölüm tuzakları
İstanbul'un metro duraklarındaki büyük tehlike vatandaşın canını yakmaya devam ediyor. Yürüyen merdivenler adeta "insan yutan canavarlara" dönüşürken son olarak Mecidiyeköy İstasyonu'nda bir kişi arızalı yürüyen merdivene sıkışarak yaralandı.
Son dönemde metro istasyonlarında çalışabilen yürüyen merdiven bulmak mesele olmuştu. Merdivenlerin bu kadar fazla arıza yapması İBB'nin kent meclisinde de gündeme gelmiş, ancak mesele bürokratik yazışmalar arasında sıkışıp kalmış ve çözüme ulaştırılamamıştı.
Geriye yapılacak tek bir şey kalıyor: İBB'nin yürüyen merdivenleri tarafından çiğnenip yutulmamak için normal merdivenleri kullanmak. Tabii nefesiniz yeterse...
Gaf'let kürsüsü
Değerli okurum Muharrem Akduman, helikopter kazasında 6 şehit verdiğimiz gün TRT 1'deki Alişan'ın programının vur patlasın çal oynasın tarzında devam etmesine haklı olarak içerlemiş.
Zap'tiye
Farkı anladığımız zaman daha güzel bir dünyamız olacak.
Ne demiş?
Atv'deki Milyoner'de "Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 5 Şehir romanında kaç şehirden söz edilir?" sorusuna "81" cevabını veren genç kızımız giderken itirafta bulundu: "Bende genel kültür sıfır. Ne akla geldiysem buraya?.."