Atv'deki Esra Erol'da programında yaşananları izlediniz mi? İzlemediyseniz bile mutlaka bir yerlerden duymuş olmalısınız. Çünkü bana göre "dünya çapında" bir olaydı.
Esra Erol, günlerdir aranan küçük bir kız çocuğunu 24 saat bile geçmeden buldu. Olayla ilgili stüdyoda konuşan ailenin bireyleri arasında büyük bir anlaşmazlık olduğu da o sırada ortaya çıktı. İki kişinin tutuklanmasının ardından aile üyeleri birbirini suçlamaya başladı. Bu arada Hülya-Mehmet çiftinin kızları Sedef, babasını 2 milyon lira dolandırdığını itiraf etti. Kız, sosyal medyada fake bir hesap açarak babasına kendisini aşk ateşiyle yanan bir kadın olarak tanıttı. Bu yöntemle ondan sürekli para sızdırdı. Öyle ki, aklı uçkurundaki babadan üç yıl içinde tam 2 milyon lira para sızdırdı. Sedef, neden böyle bir şey yaptığını açıklarken de "Ben 1 TL için bile ondan dayak yemiştim, intikamımı aldım" dedi...
Haydi buyurun bakalım. Yine neresinden tutsan elinde kalacak bir Türkiye manzarası... Evli barklı, iki çocuklu babanın sosyal medyada tanıştığı (!) ve yüzünü bile görmediği bir kadına 2 milyon lira gibi servet sayılacak bir parayı saymasına mı kızalım, öz babasını dolandırmak için onun duygularını ve dürtülerini paraya tahvil etmekte hiçbir sakınca görmeyen kızına mı şaşıralım?
Tamam, "Bu dünyada babana bile güvenmeyeceksin" sözünün gerçekliği çok kez test edilerek kanıtlandı. Peki ya insan kızına da mı güvenemeyecek? Hani her kız; babasına aşıktı, babalar onların kahramanlarıydı? İbrahim Tatlıses'in, Ferdi Tayfur'un kızlarıyla (!) yaşadıkları, nasıl bir felaketin habercisidir peki?
Dünyanın kötülüğe doğru pupa yelken gittiği şu günlerde adeta insanlar birbirleriyle "En kötü ben olacağım" yarışına tutuşmuş durumda. Bunun böyle devam etmesi insan doğasına da, tarihe de, mantığa da, inanca da aykırı. Sadece seçilmiş iyilerin hayatta kalacağı bir Nuh Tufanı yakındır!..
Kapadokya'nın gizemi
Kimsenin dikkatini çekmedi ama CIA, 30 Ağustos'ta paylaştığı Kapadokya fotoğrafıyla Türkiye'ye çirkin bir mesaj vermeye yeltendi. Aynı gün Türkiye'nin pek çok yerinde provokasyonlara girişilmesi de "merkezden verilen talimatların yürürlüğe sokulduğu" hissiyatını uyandırdı.
Peki Kapadokya görüntüsünün anlamı neydi? FETÖ elebaşı, Silahlı Kuvvetler içindeki yapılanmasına "Kapadokya" ismini vermiş, 15 Temmuz'dan önce askeri üniforma benzeri haki renk elbisesini giyerek yaptığı konuşmada onlara "Kapadokya" diye hitap etmişti. Hatta FETÖ'nün askeri yapılanmasının sorumlusu Kemal Batmaz'ın kod adı da Kapadokya idi.
İşte puzzle'ın parçaları. Birleştirmek ise size düşüyor.
İşiniz bittiğinde birleşen parçaların üzerinde şu yazıyı göreceksiniz: "Su uyur, FETÖ uyumaz. Dikkat!.."
Fener'e yeni sembol
Sosyal medyada Fenerbahçe'nin kanarya olan kulüp sembolünün boğaya dönüştürülmesi için bir kampanya başlatıldı. Sebebi; kanaryanın rakip semboller aslan ve kartala karşı güçsüz hatta aciz ve korkak bir imajının olması.
Aslında boğa sembolü Fenerbahçe'ye hiç de yabancı değil. Kadıköy Altıyol'daki boğa heykeli çoktan simgeleşti bile.
Ancak boğanın bir olumlu, bir de olumsuz yansıması var. Borsada boğacılar, sürekli yükseliş trendini yakalayıp acemi ve bilgisiz olmalarına rağmen daima kazanan yatırımcılardır.
Olumsuz imaja gelince: Evet, anladınız... İşin sonunda "öküz" olarak anılmak da var.
zap'tiye
İnsanları "koyun" diye aşağılamadan önce şu fotoğrafa bakın. Onlarda, sürüsünü kurtlara karşı korumak için yaralanan kangala teşekkür edecek kadar yüce bir gönül var. Peki ya sizde ne var?
gaf kürsüsü
İBB'nin yeni dönemdeki ilk meclis toplantısında Başkan Ekrem İmamoğlu'nun İstiklal Marşı'nı bilmediği ortaya çıktı: "Olmaz öyküylen kanlarımız sonra helâl, hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklâl..."
ne demiş?
"Eskiden mendiller aşıkların gözyaşlarıyla ıslanırdı. Artık gerçek aşk kalmadığı için fabrikadan ıslak çıkıyor." (Sosyal medyadan)