Bravo Hakan Ural... Bir kez daha bravo... Herkesin ihmal ettiği ama o kadar önemli bir konuda çağrı yaptı ki... Hemen her sabah göz atmadan duramadığım Kanal D'deki Neler Oluyor Hayatta programında turizmcilere şöyle seslendi:
"Birbirinden lüks, ihtişamlı, konforlu oteller yapıyorsunuz ama otelinizde doktor yok. Oysa paraya kıyıp sağlık hizmetini de en üst düzeye çıkarmalısınız."
Sevgili Hakan öyle haklı ki... Bu bayram 10 milyon kişi yer değiştirecek. Bunların yüzde 80'i sağlık hizmetlerinden uzakta bulunan turistik tesislerde konaklayacak. Tatilin; boğulma, güneş çarpması, aktivite artışına bağlı kalp krizi gibi riskleri de beraberinde getirdiği muhakkak. Peki siz otelinizi seçerken odasını, havuzunu, plajını incelediğiniz kadar verilen sağlık hizmetlerini de sorguluyor musunuz?
Bence sorgulayın. Hatta bayramda nüfusu 10'a katlanacak o ilçenin, kasabanın hastane yatak kapasitesini ve doktor sayısını da sorgulayın.
Gelin gibi damatlar
Bir giyim firması yeni damatlık kreasyonunu tanıtmış. Damatların üstü gupür dantel, sırtları dekolteli, altlarında pantolon yerine balon etekler ya da kuyruklu tuvaletler var.
Tabii ki her çılgın defile gibi bunun da amacı, firmanın adından söz ettirmek. Yoksa hiçbir damat -eğer nikahtan caymak için mazeret aramıyorsa- böyle bir şeyi giymez.
Bu köşede sık sık eşcinselliğin dayatılması, insan ırkının kişiliksiz, kimliksiz ve hepsinden önemlisi "cinsiyetsiz" hale getirilmesinden şikayet ediyorum. Alın size "planlı tatbikatlardan" biri daha...
Anne sütünü de bozduk
ABD'deki araştırmada ilk kez genç nesil, anne babalarından daha sağlıksız çıktı. Bunun başlıca nedeninin ise hesapsız antibiyotik ve ağrı kesici kullanımı nedeniyle anne sütünün artık çok daha az koruyucu olması gösterildi.
İkincil neden ise beslenme alışkanlıkları. Paketlenmiş ve katkılı gıda tüketiminin artması, vücut kimyasını bozarak bünyeyi hastalıklara daha açık hale getirdi.
İşin uzmanı değilim ama insan neslinin giderek daha sağlıksız olmasına yol açan etkenlere ben de ekleme yapayım:
Dijital tiryakilik nedeniyle eve kapanma, genç neslin temiz hava almasını da, hareket etmesini de engelledi. Yani doğa, çiçek, böcek ve toprak ile ilişkiyi kesip adeta fanus içinde yaşayarak birbirinden "netameli" insanlar haline geldik.
Uzaylı sanatçılar çoğalıyor
Eskiden bir tek Mustafa Topaloğlu ile idare ediyorduk. Sadece onun sayesinde uzaylı dostlarımızdan haberler alıyorduk. (!)
Geçen hafta uzayda astral seyahatler yaptığını iddia eden bir başka şarkıcı Yusuf Güney "Bir süredir buralarda yoktum" diyerek uzaydan geri döndüğünü müjdeledi. (!)
Son olarak Buray da Açıkhava'daki konserine bir uzay aracıyla çıkınca takım tamamlandı. Uzaylı Mustafa, Astral Yusuf, Galaktik Buray ve Alper Gezeravcı...
Uç Türkiye'm uç...
Gaf kürsüsü
"Barzo ve dağ ayısı erkeklerden hoşlanıyorum. 'Sus, otur' deyip beni susturabiliyorsa bu çok seksi bir şey oluyor." (Oyuncu Aslı Bekiroğlu'nun çok tartışılan sözleri)
Zap'tiye
Seçil Erzan'ı Bahar Candan ile aynı koğuşa vermişler. Tamam, belki suçludur ama bu kadar da ağır ceza verilmez ki...
Ne demiş?
"Kanala yüzmeye gelen küçük çocukları dövüp eve yolluyoruz. Anneler ağlayacağına onlar ağlasın." (Adanalı çocuğun boğulmalara karşı bulduğu çözüm)