Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilk icraatı, belediyeye ait tüm hizmet araçlarını Yenikapı'ya yığıp, "Bakın bunların hepsi makam aracı olarak kullanılmış" diyerek sergilemesiydi. Gelin görün ki bunların arasında kamyonetler, hatta cenaze, itfaiye ve ilaçlama araçları bile vardı. Nasıl olduysa, makam aracı diye çöp kamyonlarını getirmemeyi akıl edebilmişlerdi. Peki sonra ne oldu? İBB'de konuyu inceleyen komisyon bunların makam değil hizmet aracı olduğunu tespit etti.
Durun, daha bitmedi. Hizmetten alınan bu araçların yerine çok daha fazla para harcanarak yeni araçlar alındı ya da kiralandı. Bunlar arasında bazılarının CHP'nin özel işlerinde kullanıldığı iddia ediliyor. Yakıtları belediye kasasından ödenerek tabii ki...
Bu durum doğal olarak sosyal medyanın da diline düştü. İBB'nin Yenikapı'da yaptığı araç şovunu bir dönem Adnan Menderes'i ipe götüren komplolara benzetip "Menderes uçaklar dolusu altın kaçırıyor yakalayın..." şeklinde kinayeli yorumlar yapanlar oldu. "CHP kendi adamından başkasına para kazandırmaz. O yüzden eski sözleşmeleri feshetmek için bunu yapmıştır. KHK'lılar, PKK'lılar, DHKPC'liler; maaşa bağlanacak onlarca yamyam vardı, yeni anlaşmalar yapmaya mecburdu" diyenler de...
Birilerinin utanmasını beklemek fazla mı hayalcilik olur acaba?
Bu arada... İBB işçisi kadınları kamyonet kasasında taşıdıkları videoyu izlediniz mi?..
Sosyal refah devletine giden yol
Sağlık sistemimiz, dünyayı ülkeyi kıskandıracak hale geldi. Dünyayı kıskaca alan ekonomik kriz, pek çok ülkeyi sağlık harcamalarını kısmaya iterken, biz 5 yıldızlı otel ayarındaki şehir hastanelerimizle fark yaratıyoruz. ABD'de halkı isyan ettiren zayıf ve hatalı sağlık politikaları, başkanların kellesini alırken, Avrupalılar ve Araplar artık tedavi olmak için Türkiye'ye koşuyorlar.
Geçenlerde müthiş bir uygulamayı daha hayata geçirdik. İzmir Bayraklı'daki Şehir Hastanesi'nin yakınında ülkemizin ilk Aile Oteli hizmete girdi. Amaç, şehir dışından gelen hasta yakınlarına ücretsiz konaklama ve yemek hizmeti sunmak. Bu uygulama sayesinde şehir dışından gelen imkanı kısıtlı hasta yakınları artık arabalarının içinde ya da hastane koridorlarında sabahlamak zorunda kalmayacaklar. Son derece konforlu, televizyonlu, banyolu, bedava internetli, mini buzdolabı bile bulunan odalarda büyük bir rahatlık ve huzur içinde yakınlarının şifa bulmasını bekleyecekler.
Bu müthiş hizmeti ülkemize kazandıranlardan Allah bin kere razı olsun. Bu arada, önce pandemi döneminde, ardından asrın felaketinde gecesini gündüzüne katarak hizmet veren, şimdilerde ise Gazze'deki hasta ve yaralıların getirilmesi için bir kez daha fazla mesai yapan fedakar Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'nın ismi, henüz hayattayken şehir hastanelerimizden birine verilse ne güzel olur.
Bu nasıl Aile?
Show TV'deki Aile dizisi, başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya gibi iki çok cazip oyuncu bulundurmasına rağmen ekrana tutunmakta güçlük çekiyor. Dizinin finali yaklaşırken son bölümdeki sahne ise büyük eleştiri aldı.
Devin ile Aslan yolculuk ettikleri uçağın tuvaletinde sevişmeye başladılar. Bu arada kapıyı bir hostes açınca hevesleri kursaklarında kaldı.
Adı Aile olan dizinin içeriğinin geleneksel aile yapısıyla uzaktan yakından ilgisi yoktu zaten. Bakalım son çare olarak dört kolla sarıldıkları cinsellik diziyi kurtarabilecek mi?..
Gaf'let kürsüsü
Eskişehirli genç sosyal medyada "Arap soykırımını destekliyorum" mesajını paylaşacak kadar şuursuzdu.
Ne demiş?
"Yavuz at kendi ipini kendi arttırır. Yavuz olmayan at kendi yemini çabuk bitirir." (BBCS'de Cezayir'in hatırlattığı atasözü)
Zap'tiye
Şehremini Ekrem Bey, her yağmurda sele teslim olan İstanbul için hiçbir şey yapamıyor. Bari İstanbul ile Venedik'i kardeş şehir ilan etsin!..