Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Altın Portakal’ı teneke yaptılar

Bir zamanlar her yıl yerinde takip ettiğim Altın Portakal Film Festivali'ne gitmeyeli 10 yıl oluyor. Beni festivalden soğutan nedenleri burada pek çok kez yazdım, izah ettim. Bir kere bu organizasyon "halkın sineması" olmaktan çıkıp, yönetmenlerin saçma sapan filmleriyle kendilerini tatmin ettikleri kuytu, karanlık, rutubetli bir dehlize dönüştü. Kendi kendilerine icat ettikleri ne idüğü belirsiz, "sanat filmi" adını taktıkları yapımlar yüzünden halk ile festival arasındaki bağı kopartıp, Altın Portakal'ı bir propaganda alanı haline getirdiler. Öyle ki, katıldığım son festivalin basın toplantısında isyan ettim. Dedim ki, "Seneye cep telefonumla Beyoğlu'nun izbe sokaklarında hiçbir konusu ve mesajı olmayan bir film (!) çekip, festivale katılacağım. Bakalım ne olacak?.."

NELER GÖRDÜM NELER
Eskiden Altın Portakal'ın korteji için sadece Antalya halkı değil, çevre illerden gelen binlerce vatandaş yollara dizilirdi. Benim katıldığım son festivalde kortejdeki en ünlü kişi bendim, düşünün. Millet benim yanıma gelip fotoğraf çektirmek isteyince Altın Portakal adına utancımdan kahroldum...
Beni festivalden soğutan en önemli sebeplerden biri de organizasyonun zehir saçan bir içeriğe sahip olmasıydı. Ben bu festivalde bir cezaevi aracının içinde çekilen ve PKK'lıları kahraman gibi gösterip ara ara da onların paçavralarını resmeden film bile izledim. Sonradan festival de yalpalamaya başladı zaten. Ulusal film kategorisi iptal edilip, sözde tamamen uluslararası bir imaj kazandırılmaya çalışıldı filan. Bunun amacı da halkı bölmeye, parçalamaya yönelik, toplumun huzurunu bozmayı hedefleyen çirkin ve yıkıcı provokasyonun önüne geçmekti.




FETÖ'YE KIYAK MI?
Bu yıl tartışma yaratan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın organizasyondan çekilmesine yol açan Kanun Hükmünde adlı belgeseli izlemedim. İçeriğiyle ilgili herhangi bir yorumda bulunmak istemem. Ama kameraya çekilen her şeyin "sanat" sayılmayacağını da hatırlatmak isterim.
Kanun Hükmünde belgeseli, KHK ile görevden alınan iki kamu personelinin hikayesini anlatıyor. Ama bu konuda benim temel aldığım, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çekilme gerekçesi. O metinde belgeselin FETÖ'ye karşı sürdürülen mücadeleyi sekteye uğratacak bir propoganda içeriğine sahip olduğundan söz ediliyor. Demek ki, bir sanat aktivitesini aşacak tarzda, milli güvenliği tehlikeye düşürecek bir durum tespit edilmiş.

BAKANLIK ÇOK HAKLI
Unutulmamalı ki, bu millet her unsuruyla FETÖ'ye karşı adeta bir İstiklal Savaşı verdi. Bu uğurda canlarımızı yitirdik, kanlarımızı akıttık. Bu mücadeleyi akamete uğratmaya yönelik en küçük bir girişim bile gerekli karşılığı bulmalı. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kararlı tavrını, net duruşunu takdirle karşılıyorum.
Sakın ola ki, sarsürcü zihniyeti savunduğum sanılmasın. Benim derdim, bir zamanlar halkın, sinemanın yıldızlarıyla buluştuğu, gişede takdir görmüş filmlerin yarıştığı, insanların yıldızları Olimpos Dağı'ndan indirip, yanlarındaki koltuğa oturttuğu sıcacık, samimi, yapıcı bir festivalin tamamen siyasete kurban verilmesi...

Acıların kadınları
Bir hafta arayla Atv ekranlarına iki ayrı kadın dramının filmi geldi. Dilberay ve Bergen... Her iki film de sinemadaki başarısını tekrarlayıp gün birincisi oldu.



Sinema ve televizyonculuk adına büyük bir başarı elbette. İki film de izleyiciyi ekran başına mıhlamış adeta. Belli ki Dilberay ve Bergen'in acıları, ekran başındaki pek çok kadının gizli yarasını dağlamış...
Acının asıl büyük olanı, utancın katmerlisi ise bu coğrafyada "kadın dramını" anlatmak için hayal gücüne, senaryo yazmaya gerek olmaması...

Gaf'let kürsüsü
İnternet İzleme Vakfı'nın (IWF) verilerine göre cinsel istismara uğrayan çocukların fotoğraf ve videolarının paylaşımı son 10 yılda yüzde 1800 arttı. Bu ayıp da insanlığa yüzyıllarca yeter.

Zap'tiye
Rus Dışişleri Bakanı, "ABD, Suriye'de yarı Kürt devleti kurup, petrol yağmalıyor" demiş. Günaydııın!.. (Rusya ile aramızda saat farkı da yok ama...)

Ne demiş?
Show Haber muhabiri sokaktaki gence sordu: Mutlu musunuz? Genç: Evet, çok mutluyum. Muhabir: Neden mutlusunuz? Genç: Bilmem. Nedenini hiç düşünmedim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA