Dünyanın en büyük teknoloji festivali Teknofest'te gözlerim bir kez daha CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu aradı. Üstelik bu kez festival onun ayağına, yani Ankara'ya gelmişti. Yine de teşrif etmedi, edemedi... Teknoloji ile tek ilişkileri "şantaj kaseti kurgulamak" olan CHP kadrosundan da kimse yoktu.
Acaba bunun adı ağır bir kıskançlık krizi olabilir mi? Ama Teknofest, AK Parti organizasyonu değil ki. Hükümetin yaptığı sadece gençlerin önünü açmak, ufuklarının önündeki engelleri kaldırmaktı.
Bu yıl festivale tam 1 milyon gencin projeleriyle katılması mı korkutmuştu acaba Kılıçdaroğlu'nu? Herkesin gurur duyması, umutlanması gereken bu yeni "teknoloji kuşağından" mı korkmuştu acaba? Oysa korkmasına, endişelenmesine gerek yoktu. Orada Kılıçdaroğlu'nu kimse yuhalamazdı. Çünkü gençlerin gözü artık uzaydaydı. Kendi kazdığı siyasi çukurlara düşenlerle, er meydanında tam 13 kez sırtı yere gelenlerle ilgilenecek zamanları yoktu...
Belli ki CHP'lilerin gözü, koltuklarından başkasını görmüyor. Teknolojiyle, bilimle, gelecekle ilgileri kalmamış. CHP milletvekilleri tıpkı 30 Ağustos'ta "kaleleri" olarak gördükleri İzmir'de görünmedikleri gibi, Teknofest için Ankara'da da yoktular.
Eminim, İzmir ve Ankaralı seçmenler bu görüntüyü yerel seçimler için sandık başına gittiklerinde onlara hatırlatacaklardır.
Neye inanacağız peki?
Deep Fake teknolojisiyle ünlülerin sesini taklit ederek dolandırıyorlar.
Kendilerine polis ya da savcı süsü vererek dolandırıyorlar.
Kafanızın görüntüsünü başka vücutlara yapıştırıp sözde seks videosuyla dolandırıyorlar.
Sahte tapuyla sizin evinizi, arsanızı başkasına satıyorlar.
Sizin plakanızı kopyalayıp soygun yapıyorlar. Hiç gitmediğiniz şehirlerden trafik cezaları yemenize neden oluyorlar.
Sahte doktor ve estetisyen diplomasıyla merdiven altlarında hayatınızı karartıyorlar.
Sahte hukuk bürosu görüntüsüyle "İcraya verileceksiniz" yalanını uydurup, ellerini vatandaşın cebine daldırıyorlar.
TC kimlik numaranıza erişip aldıkları telefon hatlarını kullanıyorlar, faturaları siz ödüyorsunuz.
Kendilerine yetkili servis süsü verip, evdeki beyaz eşyalarınızı götürüyorlar.
Çakma Fatura Ödeme Noktası açıp, mahalleliden topladıkları tüm paralarla yok oluyorlar.
Sahte ekspertiz raporuyla size üç ayrı otomobili keserek ürettikleri aracı "hatasız, değişensin, boyasız" diye kakalıyorlar.
Gel de bu ülkede paranoyak olma!..
Sen de mi Berdan?
Barbie çılgınlığı artık mantık sınırlarını zorlamaya başladı. Barbie filminin vizyona girmesiyle birlikte dünya öyle bir pembeye bulandı ki, üretici firmalar pembe renkte boya pigmenti bulmakta güçlük çekiyor, üretici firmalar hammadde bulamıyorlar.
Bizim ülkemizde de kendilerini pembenin kollarına bırakan ünlülerimiz oldu. Yaşları 80'lere dayanan divalar filan bile "Bebek Barbie" pozları verdiler. Ama biri bana "Berdan Mardini de Barbie olacak" dese asla inanmazdım. Ta ki Berdan'ı pamuk şeker gibi kameralara poz verirken görene kadar...
Son zamanlarda imajını yenileyip, kendisine "metroseksüel" bir görünüm kazandıran Berdan, bu kostümü kendisine çok yakıştırdığını söylemiş. Ama keşke Barbie'ye değil de, onun erkek arkadaşı Ken'e benzetseydi kendini...
Ne demiş?
"Trafik tartışmasında 4-5 kişinin arasında kalırsanız Becao'yu yardıma çağırabilirsiniz." (S Sport Plus yorumcusu Engin Kehale tek başına Twentee forvetiyle boğuşan Fenerbahçeli defans oyuncusunu överken)
Gaf'let kürsüsü
"LGBT'li bireyler toplumun ahlakını bozmaz. Onlar bu ülkenin aydınlık geleceği için mücadele edecek bir eylem ortaya koyuyor." (CHP'li Ali Mahir Başarır'ın Halk TV'deki sözleri)
Zap'tiye
Çin'de bir üniversite, bir türlü yaşlanmayan Defne Samyeli'nin (51) cildini inceleyecekmiş. Bence çakmasını yapacaklar...