Atv'nin geride bıraktığımız sezonda beni en çok etkileyen dizilerinden biri de Ateş Kuşları oldu. Daha ilk bölümünü izler izlemez bu sütunlarda yazmıştım, "Bu dizi görünmez sokak çocuklarının artık daha çok insan tarafından görülmesini sağlayacak" diye... Aynen öyle oldu. Dizi sadece reyting başarısıyla değil, önemli bir toplumsal misyonu yerine getirmesi ve müthiş bir farkındalık yaratmasıyla da öne çıktı.
Peki sezon boyunca Ateş Kuşları'ndan ne öğrendik?
Sokaklarda yaşayan tüm çocuklar kardeşmiş.
Hiçbir sokak çocuğu, eline imkan geçtiğinde diğerinin sokakta kalmasına razı olmazmış.
Sokak çocukları kendilerinden küçük kardeşlerini uyuturken ninnilere "Dandini dandini dasdana bitler girmiş saçlara" diye başlarmış.
Hiçbirinin kimliği yokmuş. Ama hepsinin dağ gibi "kişiliği" varmış.
Sizin belki varlığından bile haberdar olmadığınız, yolda umursamadan yanından geçip gittiğiniz giyecek kutuları onların hayatlarını kurtarırmış.
Sokak çocuklarını kurtarmak, bir yere kadar polisiye tedbirlerle sağlanabilirmiş. Asıl mücadele, her bireyin yüreğinde o çocuklar için bir farkındalık yaratmakmış.
Küçük Yakup'un dediği gibi, "Bir sokak çocuğunu himaye emek için eve getirmek, kedi beslemeye benzemez"miş. Onunla birlikte peşindeki belalıların şerriyle de mücadele etmek gerekirmiş.
Sokak çocuklarını dilendiren, istismar eden kan emiciler, geleceğimiz adına Kovid virüsünü yayan yarasalardan daha büyük tehlikeymiş.
Teşekkürler Ateş Kuşları ve Atv... Sokak çocukları için milyonlarca lira para döküp, yüzlerce kamu spotu hazırlansa bu kadar etkili olmazdı.

Hep aynı Kerem Bürsin
Bir dizinin yaz aylarında başlaması, eğer mayası sağlamsa ona büyük avantaj sağlıyor. Çünkü yeni dönemde başlayacak dizilerden erken davranıp yerini sağlamlaştırmış oluyor.
Ay Yapım'ın son üretimi Ya Çok Seversen de bu hedefle erken start alanlardan. Kanal D'de uzun süre önce tanıtımları yayınlanmaya başlanan dizi, perşembe günü izleyicilerle buluştu.
Hikaye tanıdık. Dolandırıcı kız, esas oğlanın gönlünü çeliyor. Önce "ticari" başlayan ilişki "aşka" dönüşüyor filan. Tıpkı Maviye Sürgün'de olduğu gibi.
Öncelikle söylemeliyim ki, başrollerdeki Kerem Bürsin ile Hafsanur Sancaktutan'ın kimyaları tutmuş görünüyor. Bu ikili yaz boyunca çok konuşulur.
Gelin görün ki, Kerem Bürsin bir türlü kabuğunu kıramıyor. Her dizisinde aynı karakteri canlandırıyormuş gibi geliyor bana, yurt dışında yetişmiş, kırık Türkçeli, havai delikanlı... Tabii ki bu tipiyle ondan köy ağasını canlandırmasını beklemiyorum ama önünde Kıvanç Tatlıtuğ gibi bir "bukalemun" varken sanki bu tek tip üniformasıyla biraz geriye düşüyormuş gibi...

MFÖ Ö'süz notalar öksüz
Özkan Uğur'un ardından ne yazılabilir ki? Şahane müzisyen, muhteşem oyuncu ve hepsinden önemlisi "iyi insan" sözünün ayaklı kitabesiydi. Yandaki fotoğraf 2000'li yılların başında onunla yaptığım bir röportajdan. Ağzından kelimeleri kerpetenle alırken...



Bas gitar çalardı Özkan... Bas gitarın şarkıda varlığını değil, yokluğunu fark edersiniz. Tıpkı Özkan'ın kendisi gibi.
Çok arayacağız, çok...

Gaf kürsüsü
Kanal D Ana Haber'de spiker Arda Güler'in İspanya'daki imza törenini anons etti ama görüntüye İspanyolların geleneksel boğa koşusu geldi.

Zap'tiye
Hadise'nin bu kostümüne isim bulmakta hiç zorlanmadım: Beyaz yakalı devekuşu!



Ne demiş?
"Benim kayınvalidem uçağa bindiğinde bile kokpite gidip pilotun işine karışır." (Gelinim Mutfakta programında gelin Miyase'nin sözleri)