Atv'deki Ben Bu Cihana Sığmazam tartışmasız sezonun en heyecanlı, en sürprizli dizisi. Klasik senaryoların kol gezdiği, bir sahne sonra ne olacağını bir sahne öncesinden rahatlıkla kestirildiği klişe diziler dünyasında BBCS gerçekten de fark yaratıyor. Buna bir de oyuncuların muazzam performansları eklenince ortaya gerçek bir seyir şöleni çıkıyor.
Bu haftanın sürprizlerinin ise sonu gelmedi. Firuze'nin, uluslararası bir örgüt üyesi olduğu, Cezayir'in yanına plan gereği yerleştirildiği ama ona aşık olunca öldüremediği ortaya çıktı. Jean Luc babasının gerçek katilinin Firuze değil, kendisini Fransa'da sözde yetiştirenler olduğunun farkına vardı. Beyler Divanı'nda Cezayir'in sağ kolu olan Özdemir'in örgüt üyesi bir hain olduğu anlaşıldı. Ekabir, Cezayir'in kendi ailesi tarafından hedef alınmaması için Bekir cinayetinin tüm sorumluluğunu üstlendi. Azamet ise Bekir'i öldüren Ekabir'i öldürmek için harekete geçti. En büyük sürpriz ise Ekabir'in öldü sandığı sevgilisi Müjgan'ın bir hastanenin onkoloji servisinde ölmek üzereyken bulunması oldu. Onunla karşılaşan Ekabir, sevgilisinin "Geç kalmadın mı?" sözü üzerine ölmeye karar verdi ve kendini Azamet'in önüne attı.
Bölüm finali ise gelecek haftayı iple çektirecek cinstendi. Zira Firuze. Jean Luc, Gülendam ve Ekabir ölümle kalım arasında adeta Araf'ta kalmıştı...
Ayhan Sicimoğlu olmak isterdim
Bundan 15 yıl kadar önceydi. Konuk olduğum sohbet programının bir diğer konuğu da Ayhan Sicimoğlu adında yurt dışında çalışan bir müzisyendi. Kuliste biraz sohbet ettik. Latin müziği yaptığını ve en büyük hobisinin dünyayı gezmek olduğunu söyledi. Anlattıkları beni çok etkileyince "Niye bir gezi programı yapmıyorsunuz?" diye sordum. "Buraların yabancısıyım, bu işlerin Türkiye'de nasıl yapıldığını bilmiyorum" demişti.
O Ayhan Sicimoğlu'nun en ilgi çekici gezi programlarının altına imza atması uzun sürmedi. BeIN İz TV'de yaptığı Renkler ve Limonata adlı programlarla yaşayan bir efsaneye dönüştü.
Bana, "Bir daha dünyaya gelsen kim olmak istersin?" diye sorsalar üç adayım var: Birincisi, tabii ki Mustafa Kemal Atatürk. İkincisi, Leonardo DaVinci. Üçüncüsü ise Ayhan Sicimoğlu... Neden mi? Sıralayayım:
Adam dünyayı köşe bucak gezip, farklı kültürleri tanıyor, tanıtıyor. 5 ayrı dili çatır çatır konuşuyor. Bilgisi ve birikimiyle "entelektüel" kelimesinin içini tek başına dolduruyor. Muhteşem perküsyon (ritm saz) çalıyor. Grubuyla, benim en sevdiğim tür olan, başta Küba olmak üzere Latin müziği icra ediyor. Müziğini ve tüm kültürel mirasını bırakacağı Ayşe isminde billur sesli bir kızı var. Aynı zamanda müthiş bir gurme ve aşçı. Mutfakta da eli gayet güzel kaşık tutuyor. Bilgili, kültürlü, karizmatik ve sempatik.
Hastasıyım!..
Tele Novela ülkesi
Ayhan Sicimoğlu'nun Peru'da İnka uygarlığının başkenti Machu Picchu'ya yaptığı ziyareti BeIN İz TV'deki Limonata programında soluksuz izledim. Sicimoğlu her zamanki titizliği ve yeteneğiyle bölgeyi benim diyen mihmandardan çok daha etkili bir şekilde ekranlara taşıdı.
Benim en çok ilgimi çeken ise tren yolculuğu sırasında yaşananlardı. Trende yolculara servis yapan garson kız, Sicimoğlu ve ekibinin Türkiye'den geldiklerini öğrenince "Ooo, Tele Novela country" diye çığlık attı. Ardından da onlara yolculuk boyunca türlü özel ikramlarda bulundu. Meğer o da pek çok Perulu gibi Türk dizileri Ezel'in, Binbir Gece'nin, Muhteşem Yüzyıl'ın tiryakisiymiş.
Ayhan Sicimoğlu trenden inerken, "Şu dizilerin Türkiye tanıtımı için yaptığını, başka kimse yapmadı" diyerek sektörün hakkını teslim etti. Ona sonuna kadar katılıyorum. Bir zamanlar Brezilya'dan satın aldığımız tele novela'lardaki (Soup Opera adı verilen sabun köpüğü diziler) sonu gelmez aptal bakışmalara mahkum bir ülkeden, bugünlere geldik çok şükür...
Gaf'let kürsüsü
Meksika'da bir hırsız, kiliseden çalmak istediği Mikail heykeli ile koşarken takılıp, heykelin kılıcının üzerine düşünce ağır yaralandı.
Zap'tiye
Çırağını evire çevire dövüp, işkence eden ustaya ev hapsi... Birileri adalet heykelinin gözündeki bağı artık çözse diyorum!
Ne demiş?
"Twitter benim gerçek kişi olmadığıma, benzerleri olduğuma karar vermiş. Resmen Elin Mask'arası olduk." (Yavuz Seçkin'in twiti)