Kürtçe "Kadın, yaşam, özgürlük" demek... PKK/YPG ve onların ayrılmaz parçası HDP'nin Kadına Şiddetin Önlenmesi gününde sözde "duyarlılıklarını" göstermek adına ortaya attıkları slogan...
Fotoğrafı Abdullah Ağar'ın sosyal medya hesabından aldım. PKK'nin sözde liderlerinden biri, bu özel günde "Jin, Jiyan, Azade" diyerek paylaşmış bu kareyi. Haremindeki genç kadınlardan ikisinin elini tutmuş. Sizi bilmem ama bu fotoğraf bana Adnan Hoca ve kediciklerini hatırlattı...
Kahpe terör örgütünün "kadın, yaşam ve özgürlük"ten anladığı da bu işte. Genç kızları 12-13 yaşında kaçırıp, dağa kaldırarak onları kendi azgınlıkları için kullanmak. Kimini haremde tutmak, kimini haplayıp canlı bombaya dönüştürmek, kimini ölümüne Beyoğlu'na göndermek... İstiklal Caddesi'nde el ele tutuşup alışveriş yapan anne ile kızını öldürmek... Karkamış'ta öğretmeni ders verirken füze ile vurmak...
Kandil'in, Moğol İmparatoru Kubilay'ın ünlü zevk sarayı Xanadu'ya dönüştüğünü ben değil, terör örgütünün kamplarından kaçıp, Mehmetçik'e teslim olanlar söylüyor. Kadınların orada nasıl tecavüze uğradığı, onurlarının nasıl kırıldığını bizzat o işkenceyi yaşayanlar anlatıyor.
Sonra da terör örgütünün ağası, haremiyle poz verip, kadın haklarından filan söz etme yüzsüzlüğünü gösteriyor. Bu şuur kaybı bile tek başına sonlarının geldiğini, köşeye sıkıştıklarını, kalan akıl ve fikirlerini de yitirdiklerini göstermiyor mu?
Güldür Güldür'de muhalefet eleştirisi
Hemen her bölümde hükümeti ve uygulamalarını eleştiren tarzıyla tepki çeken ve tarafsızlığı tartışma konusu olan Show TV'nin komedi programı Güldür Güldür bu hafta günah çıkarttı. İlk kez muhalefeti ti'ye alan bir skeç ekrana geldi.
İlgili bölümde muhalefet partisinin lideri, kurmaylarıyla toplantı yapıyordu. En büyük kaygısı ise seçimleri kazanıp, iktidara gelmekti. Çünkü iktidara gelince ne yapacağını bilmiyordu. Bu nedenle oylarını düşürmek için müthiş (!) bir kampanyaya girişti. Hemen sosyal medya üzerinden bir video paylaşıp, vatandaşa "Bu daha iyi günleriniz, iktidara gelince vergileri üç katına çıkartacağız" filan dedi. Ama bu tavrı son derece dürüstçe bulan halk, partinin oylarını 5 puan daha yükseltti. Parti lideri, iktidara gelmesinin "kaçınılmaz" (!) olduğunu görünce son çare için arkadaşlarına seslendi: "Yahu yok mu, benim şöyle skandal bir kasetim filan? Şimdi tam zamanıdır?.."
Terörün tribün hali
Göztepe - Altay maçı olaylar nedeniyle yarıda kaldı. Bu cümle size sıradan gelmiş olabilir. Ancak "olaylar" dediğim, vahşet ve terörden başka bir şey değildi.
Düşünün... Bir tribünden diğerine, tabanca ile atılan havai fişek gönderiliyor. O fişek bir taraftarın yüzüne isabet edip, parçalıyor. Ağır yaralı taraftarı tahliye etmek için sahaya ambulanslar giriyor. O sırada bir taraftar sahaya girip Altay kalecisi Ozan'ın kafasına köşe gönderinin sopasıyla iki ağır darbe indirdi. Sonrası... Tek kelime ile rezalet...
Şimdi havai fişeği hedef gözeterek ateşleyen kişi ile kalecinin kafasını patlatan vahşiye nasıl bir ceza uygulanacağını dört gözle bekliyor olacağım. Sporda Şiddet Yasası'na göre mi yargılanacak, yoksa bilerek, isteyerek cinayete teşebbüsten mi?..
Dahası da var. O kişiler büyük ihtimalle futbolseverlerin bundan sonra takımlarını deplasmanda destekleme haklarını da ellerinden alıp, gasp edecekler. Çünkü bu sezon yeniden uygulamaya giren ve tribünlere eskiden olduğu gibi "medeniyet" getiren konuk taraftar tribünü uygulaması kaldırılacak. İşte bu nedenle o kişilere verilecek cezayı çok merak ediyorum.
Gaf kürsüsü
Tansu Sarı kardeşimden Arka Sokaklar ile ilgili bir sobe daha: Hülya ile birlikte polisle çatışan Erkan, tabancasını mermilerle doldurduktan hemen sonra vuruluyor. Hülya ise polisle çatışmaya devam ediyor ancak mermisi bittikten sonra teslim oluyor. Peki Hülya az önce silahını dolduran Erkan'ın tabancasını neden almıyor?
Zap'tiye
İlhan İrem, Cüneyt Arkın, Bülend Özveren, Halit Kıvanç, Hıncal Uluç... Bu yıl ölen, çocukluğum olmasın sakın?
Ne demiş?
"Bizler Ronaldo'nun gol sevincini izlerken oyuncu değişiklikleri yapılmış olabilir." (TRT 1'deki Dünya Kupası maçını yerinden değil de İstanbul'daki stüdyodan anlatan spiker Levent Özçelik'in çaresizliği)