Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yaşasın ‘yerli ve milli’ çizgi film

TRT Çocuk ve Minika gibi yerli ve milli yapımları ekrana süren çocuk kanallarının, geleceğin inşasında önemli bir yapıtaşı oluşturacağına inanıyorum. Bu nedenle TRT Çocuk'un desteği, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkısıyla çekilen Tay adlı çizgi filmin galasına tüm aileyi toplayıp koşa koşa gittim.
Ailesine, ülkesine, dinine, diline saygılı nesillere çok ihtiyacımız var. Küresel çatışmaların dünyayı 3. Dünya Savaşı'na adım adım yaklaştırdığı şu günlerde birlik ve dirlik için muhtaç olduğumuz güç, geçmişimizde saklı. Bu damardan çıkaracağımız cevheri, mücevhere dönüştürüp gençlerimizin boynuna asmak zorundayız.
Tay, küçük çocukları en eğlenceli ve onlar için en cazip yöntemi kullanarak İslam ile tanıştırmayı hedefliyor. Ama bunu daha önce pek çok örneğini gördüğümüz yoz, bağnaz, didaktik bir tarz yerine, akla en son gelecek şekilde hayvanlar alemini kullanarak yapıyor. Satılmak üzere olan bir tay ile kasapların peşinde olduğu bir devenin zulüm gördükleri Mekke'den Medine'ye yolculuğunu anlatan film, son derece doğru ve bir o kadar da gerekli mesajlarla örülü.



Bizim minik kızımız Ela da ilk kez katıldığı bir film galasının ardından daha önce ona verdiğimiz dini bilgileri çok daha iyi özümsedi. Hicret'in anlamını, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) dünya üzerinde hiç kimse ile kıyaslanmayacak erdemlerini daha iyi anlama fırsatını buldu.
Başta TRT Çocuk kanalının çalışkan koordinatörü Mustafa Bora Durmuşoğlu, yapımcısı Mustafa Emre Tülün ve yönetmeni Nurullah Yenihan'a ailem adına teşekkür ediyorum. Yıllardır batının dayattığı hayali kahramanların pelerinlerinin ardında kalan çocuklarımızı "özümüzle" tanıştırdıkları için...

Fenomenlerin gerçek yüzü
Ne yalan söyleyeyim, Kanal D'nin O Kız dizisinde Erkan Petekkaya'nın 5 yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip babayı oynayacağını duyunca, dizinin tamamen bu güçlü oyuncunun performansına bel bağlayacağını düşünmüştüm. Ama karşıma bambaşka bir dizi çıktı. Öyle ki, ilk bölümde Erkan bile yardımcı oyunculuğa soyunmuş gibiydi.




Dizide en çok ilgimi çeken; sosyal medyanın gözbebeği, kerameti kendinden menkul, saçmalamaktan başka hiçbir şey üretmeyen fenomenlerin gerçek yüzünün deşifre edilmesiydi. Ben de herkes gibi sokakta kimsenin tanımadığı ama internet üzerinden milyonlarca lira kazanan bu arkadaşların şöhretinin sebebini merak edip duruyordum. Meğer hemen hepsi bir "pazarlama" şaheseriymiş. Ajanslar, tıpkı bankada hesap açar gibi onlara yatırım yapıyor, her türlü teknik ve idari desteği sağlıyor, yaldızlı kağıtlarla paketledikleri ürünlerini feyk hesaplar, sahte takipçiler ve maaşa bağladıkları sosyal medya trolleri aracılığıyla arş-ı âlâya çıkarıyorlarmış. Bu arada Kanal D, keşfettiği yeni maden damarının üzerinde kürek sallamaya devam ediyor. Psikolojik şiddet gören genç kızların hikayesi Camdaki Kız dizisi ile başlamıştı. Şimdi O Kız ile devam edeceğe benziyor.
Ne yazık ki memleket, bu anlamda pek bereketli. O kız, bu kız, şu kız derken reyting küpünü doldurmak iyice kolaylaşıyor...

Ne demiş?
Selahattin Demirtaş'a özgürlük vadeden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na "Bozkurt Kemal" diye tezahürat yapılmasını ti'ye alan A Haber Sabah Ajansı'nın izleyicisi, esprili bir mesaj gönderdi: "Bunlar seçime kadar Kılıçdaroğlu'nu Halife de ilan ederler..."

Şeref kürsüsü
Bartın'da bahçesindeki fındıkları toplayacak kimsesi olmayan şehit annesi Zühre Nine'nin fındıklarını toplayan jandarma personelinin hepsini teker teker alınlarından öpüyorum.

Zap'tiye
Profesörlerimiz kadınların çıkardığı gaz yerine doğalgaz kaynakları ile ilgilense daha mı iyi olacak ne?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA