Haberlerde izledim. SMA hastası bebek için toplanan 2 milyon dolarlık yardım parası tamamlanmış. Aile, bebekleri ile beraber tedavi için ABD'ye uçmuş. Giderken, yardımseverler de onları yalnız bırakmamış, uğurlamış. Anne ile baba o hayırsever vatandaşlara teşekkür konuşması yaparlarken gözlerindeki minneti anlatmaya kelimeler yetmez. Hele o mutlulukları? Adeta yeni baştan evlat sahibi olmuş gibiydiler...
Haberin son cümlesi ise beni bir kez daha benden aldı. Tedavi için yardım bekleyen 150 SMA'lı evladımız daha varmış...
Daha önce yazmıştım. Gerçekleşene kadar da yazmaya devam edeceğim. Herhangi bir kanalda SMA'lı yavrularımız için bir yardım gecesi düzenlensin. Devletin üst düzey görevlilerinden şov dünyasının ünlülerine, iş insanlarından bürokratlara, milli sporculardan sivil toplum örgütlerinin yöneticilerine kadar herkes bu geceye katılıp, havuza bir damla akıtıversin. Bu canlı yayın aynı anda bütün kanallarda ortak olarak halka ulaştırılsın. Yayınlamak istemeyenler ise hiç olmazsa karşısına yeni dizilerini, programlarını değil de arşiv seçmelerini koysun. Tüm reklam gelirleri de yine bu organizasyona aktarılsın. Görün bakın o "hayat havuzunu" üç saatte dolduruyor muyuz, doldurmuyor muyuz...
Diyeceksiniz ki, "Koca devlet dururken, 150 hasta çocuğu kurtarmak bize mi düştü? Biz devletten daha mı zenginiz?.." Değilsiniz tabii ki... Ama bu yavrular teker teker sağlığına kavuşup, ekrandan sizlere gülümserken "Bu mutlulukta benim de payım var" demek, size iyi gelmez mi?..
10 numara yakıştı
Üç hafta önce bu sütunlarda Fenerbahçe'nin genç futbolcusu Arda Güler'e 10 numaralı formanın verilmesi gerektiğini, tüm gerçekçi nedenlerini de ortaya koyarak yazmıştım. Gördüm ki, Fenerbahçe yönetimini de ikna etmişim. Arda 10 numaralı formasına kavuştu ve geçen hafta Kasımpaşa önünde futbol resitali verdi.
Haftalardır onu Fenerbahçe seyircisinden özenle esirgeyen Teknik Direktör Jorge Jesus da maçtan sonra koluna girdiği genç futbolcuya sözde tavsiyelerde bulundu. Dedi ki, "Her şeyi birden yapmaya çalışma, sadece kendi futbolunu oyna." Yahu çocuğa son 15 dakikalarda fırsat tanıyorsun. O da kendini sana ispat etmek için telaş yapıp, tüm yeteneğini aynı anda göstermeye çalışıyor. Arda eğer topla fazla oynuyorsa sebebi tamamen sensin. Bu arada sen farkında değilsin belki ama Arda top kaptırdığında bile alkışlanan benim tanıdığım tek futbolcu... Yeter Jesus, çölde vaha arayan bu seyirciye daha fazla eziyet etme.
İnsanlığın lüzumu yok...
Fotoğrafı bir hemşire, çalıştığı hastanede çekmiş. Altına da şu notu yazmış: "Bu hasta, hastaneye geleli 23 gün oldu ve 23 gün boyunca ailesinden kimse ziyaretine gelmedi. Ama bir güvercin var ki, günde bir gelir, yatağına girer, biraz orada kalır, sonra uçar gider..."
Hayvanlardan öğrenmediğimiz ne kaldı ki? Sadakat, vefa, vicdan, nezaket, hoşgörü... Gel de bu fotoğrafı gördükten sonra arşivden Zeki Alasya- Metin Akpınar'ın 'İnsanlığın Lüzumu Yok' oyununu çıkarıp, izleme...
Gaf Kürsüsü
360'daki Aileler Yarışıyor'un sunucusu Asuman Krause sordu: "İki heceli bir ilimizi söyleyin." Üniversite mezunu yarışmacı yanıtladı: "Kırklareli..."
Zap'tiye
Reklamdaki yaşlı teyze bile maskeli banka soyguncularına otomobil sitesi tavsiyesi verdiğine göre kıyamet gerçekten de yakındır!
Ne demiş?
"Söz gümüş ise sükut altındır derler. Ben tercihimi bakırdan yana kullanıp kalaylıyorum." (Sosyal medyadan)