Beyaz TV'nin sıra dışı futbol programı Beyaz Futbol'u buradan RTÜK'e resmen şikayet ediyorum. Lütfen şu soğuk günlerde Sinan Engin ve Ahmet Çakar'ın programda fıkra anlatmasını engelleyin. Aksi halde ülkece doğalgaz tüketimimiz iki katına çıkacak.
Geçen hafta Sinan Engin "Durun size bir fıkra anlatayım" diyerek hepimizi buz kestirdi: "Temel, fırına gelip 99 tane ekmek istemiş. Fırıncı bu kadar ekmekle ne yapacağını sorunca 'Yiyeceğim' demiş. Fırıncı 'Öyleyse düz hesap 100 tane vereyim' diye teklifte bulununca Temel itiraz etmiş: 'Ula 100 ekmeği nasıl yiyeceğim?.." Stüdyoyu Kuzey Kutbu'na çeviren bu espriden (!) sonra fıkra anlatma sırası Dr. Ahmet Çakar'a geldi: "Otobüslerde biletçilerin olduğu yıllarda adam maymunuyla otobüse binmiş. Biletçiye demiş ki: Bana bir tam, bir şebeke..."
Ah be güzel ağabeylerim, hepimizin ekran başında buram buram terlediği yaz aylarında nerelerdeydiniz?
Bu arada hazır konu açılmışken uyarayım: Yakıt tasarrufu için kombiyi kapatmayın ve 40 derecede sürekli yakın, pencerelerin macun ya da fitillerini düzenli yenileyin, radyatörlerin önüne eşya koymayın, mutlaka dış cephe mantolaması yaptırın ve asla Beyaz Futbol izlemeyin!
Negro, Nero olunca...
Bundan bir yıl önce, 8 Aralık'ta temsilcimiz Başakşehir, Fransız ekibi PSG ile oynarken yardımcı hakemin siyahi futbolcularımıza karşı takındığı tavır ve söylemleri yüzünden maç yarıda kalmış, bu karşılaşma futbol sahalarında ırkçılıkla mücadelenin sembolü haline gelmiş, büyük kampanyalara ön ayak olmuştu. Maçın ardından bu sütunlarda "Başakşehir'den dünyaya medeniyet dersi" başlığıyla kaleme aldığım yazıyı şu cümlelerle bitirmiştim:
"O gece insanlık adına her ne kadar utanç yaşasam da Türk olduğum için bir kez daha onur duydum. Çünkü benim ülkemde insanlar asla rengine göre sınıflanmaz, etiketlenmez, aşağılanmaz, hakarete uğramaz. Hatta tam tersi, biz esmer tenlilere ayrıcalık tanır, büyük sempati besleriz. İlk ezanı okuyan Bilal Habeşi'ye, Muhammed Ali'ye, Nelson Mandela'ya bayılırız, kendimize örnek alırız. Bizim en sevdiğimiz kakaolu kaymaklı bisküvinin paketinin üzerinde bile 'Negro' yazar. Kaçırmayın ağzımızın tadını..."
Gelin görün ki olayın tam da yıldönümü yaklaşırken Eti firması o bayıldığımız bisküvinin ismini Nero olarak değiştirdi. Eti'nin hassasiyetini anlıyorum. Ama keşke o isim Negro olarak kalsaydı. Kalsaydı ki, bizde siyahilere 'zenci' demenin asla bir aşağılama sıfatı olmadığı, bizim için bu konudaki sözcüklerin hiçbir öneminin ve değerinin bulunmadığı, bu topraklarda ırkçılıkla ilgili hiçbir endişeye sahip olmadığımız daha iyi anlaşılsaydı.
Oysa şimdi üzerinde Nero yazan o pakete ne zaman elimi uzatsam, aklıma 'ırkçılık' gelecek...
Futbol A Spor'da izlenir
Bir futbolsever ve eski bir spor yazarı olarak Atv'de yayınlanan Ziraat Türkiye Kupası'nı hasretle bekliyorum. Çünkü Süper Lig'in ağzımda bıraktığı kötü tadı onunla çalkalıyorum. Bu haftaki 4. tur maçlarının neredeyse tamamı futbol keyfimi yeniden yerine getirdi. Sebeplerine gelince:
Bir kere Kupa'da VAR uygulaması yok. Bu nedenle futbolun 'kekemeliği' ortadan kalkıyor, temposu yükseliyor. Ayrıca alt liglerdeki muhteşem yetenekleri görme fırsatı doğuyor. Süper Lig takımlarındaki gençlerimiz de Kupa sayesinde forma şansı buluyor.
Maçların golsüz bitmesi imkansız. Karşılaşmada hiçbir şey olmasa da seri penaltı atışları garanti. Atv'nin maç yayınlarında alttan geçen sayısız reklam bandı, spikerin gına getiren dizi tanıtımları yok. Reji harika, anlatımlar temiz. E daha ne olsun?
Teşekkürler A Spor...
Gaf kürsüsü
Tansu Sarı kardeşim yine sobelemiş: Rıdvan Dilmen TRT Spor'daki %100 Futbol'da Pereira'yı eleştiriyordu. Rıdvan Dilmen: Göztepe'nin Teknik Direktörü (Nestor El Maestro) bunlar hemşehri ya bir de... Portekizli değil mi o da? Erbatur Ergenekon: Yok; o Sırp hocam. Rıdvan Dilmen: Pardon ben Karagümrük'ün hocasıyla karıştırdım. (Oysa Karagümrük Teknik Direktörü Francesco Farioli İtalyan'dı)
Zap'tiye
Bir zamanlar cüzdanlarında 1 dolarlık banknot taşıyanlar, son çare olarak Türkiye'yi yine dolarla vurmaya çalışıyorlar. Yine kur'saklarında kalacak inşallah!..
Ne demiş?
"Ne yapıyorsanız yapın ama daha fazla sıkıcı olmadan gerçeği söyleyin." (TRT 2'deki Hollywood'un En Iyi Yönetmenleri belgesinde Çek yönetmen Milos Forman'ın sözü)