Hande Erçel güzel ve yetenekli bir kızımız. Yeni nesil dizi oyuncuları arasında ışıl ışıl parlıyor. Ancak bana göre 'kriz yönetiminde' sınıfta kaldı.
Efendim, bir sosyal medya fenomeni (bu da yeni bir unvan oldu ya, Allah beterinden saklasın) Hande Erçel için 'bazlama suratlı' demiş. Bilmeyenler için not düşeyim: Bazlama, özellikle Orta Anadolu'da yapılan, biraz yayvan bir hamur işi. Hande Erçel kardeşim, buna çok sinirlenmiş. Sinirlenmekle de kalmamış. Bu fenomen arkadaşa hakaret davası açmış.
Olay günlerce magazin sayfalarının manşetlerinde yer aldı. Sonunda o fenomenin 2180 lira tazminat ödemesine karar verildi. Şimdi sıra manevi tazminat kısmında. Bakalım mahkeme, bazlama yoluyla ruh incinmesine ne kadar fiyat belirleyecek? (Bu arada geçenlerde iş yerinde geçirdiği kaza sonucu bir gözünü kaybeden adamın istediği 100 bin lira tazminatı "Sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı" için reddedip, 10 bin lira ödenmesine karar veren mahkeme heyetine de selam olsun)
Peki Hande Erçel'in bazlama olayında kim kazandı, kim kaybetti? Bir kere Hande'nin cezalandırmaya çalıştığı o arkadaş, bu şahane reklam sayesinde takipçi ve abone sayısını katladı. (Burada ismini özellikle yazmamanın sebebi de bu zaten) Bazlama satanlar da kazandı tabii. Hayatında bu yiyeceğin ismini bile duymamış olanlar, "Dur bakalım neye benziyormuş?" diyerek sipariş verdiler.
Peki ya kim kaybetti? Hande Erçel kızımızın ta kendisi... Şimdi adı her geçtiğinde, ekranda her göründüğünde insanların aklına ister istemez 'bazlama' gelecek ve herkes kıyaslamaya girişecek. Keşke o benzetmeye gülüp geçseydin be güzel kızım...
Tazminat sektörü oluştu
Haber dün Atv'nin Kahvaltı Haberleri'ndeydi. Meğer bazı ünlüler sosyal medyadan kendisine hakaret edenler üzerinden bir kazanç kapısı oluşturmuşlar. Tespit ettikleri kullanıcıya avukat gönderiyor, o avukat da hakaret eden kişiye "Gel mahkeme ile uğraşmayalım, cezanın üzerine bir de avukat ücreti filan eklenmesin. Şu kadar para ver ve kurtul" diyorlarmış.
Bu yolla elde edilen kazanç gün geçtikçe artıyormuş. Evet, hangi yolla olursa olsun hakaret kolay kabul edilebilir bir durum değil. Özellikle sosyal medyanın bu konuda ıslah edici yasalarla çerçevelenmesine acil ihtiyaç var. Ancak bu hassasiyetin yasa dışı yollarla istismar edilmesi, bunun sektör haline getirilmesi de mutlaka önlenmeli.
Nazar Boncuk'u
Bir oyuncunun parlaması ve gerçek performansını ortaya koyabilmesi için gerekli olan ilk şey, doğru zamanda doğru yerde olması. Yani biraz da şansının yaver gitmesi ve o şansı iyi değerlendirecek yeteneğe sahip olması gerekli.
Bu ağdalı girişi, tv8'deki Kırmızı Oda dizisinde Boncuk karakterini canlandıran Burcu Biricik için yazdım. Bana göre dizinin lokomotif karakterlerinden biriydi. Hayalindeki üç beyaz sakallı dedeyle birlikte yaşayan, ruh hali dakika başı değişen, kahkahaları gözyaşına karışan, sevinçten parıldayan gözleri bir anda yasa bürünen son derece zor bir karakteri büyük bir başarıyla ekrana taşımasını bildi. Bu haliyle oyunculuk yelpazesinin ne kadar geniş olduğunu yapımcı ve yönetmenlere kanıtlamış oldu.
Burcu Biricik bu başarısıyla aynı yapım şirketinin yeni projesi Camdaki Kız'dan da teklif aldı. Bu nedenle de Kırmızı Oda'ya veda etmek zorunda kaldı. Boncuk olmadan Kırmızı Oda'ya nazar değmez inşallah!..
Gaf kürsüsü
BeIN Sports'taki Olympiakos - Panathinaikos maçını anlatan spiker karşılaşma için sürekli 'Atina derbisi' deyip durdu. Oysa Olympiakos Pire'nin, Panathinaikos ise Atina'nın takımıydı.
Zap'tiye
Yangında ölen çocuk, çöpe terk edilen bebek, eski kocası tarafından boğazı kesilen kadın... Adı Kahvaltı Haberleri ama gel de karşısında kahvaltı et!..
Ne demiş?
Müge Anlı, canlı bağlantı sırasında "Hak etmiştir, o da dövmüştür" diyen adama çok sinirlendi: "Ben şimdi sana kameranın içinden bir yumruk atarım, bir de yer çarpar..."