Düşünün... Arife dahil, 4 gün boyunca bayramda herkes yasak nedeniyle eve kapanmış. Elde kalmış iki eğlence. Ya televizyona burnunuzu dayayacaksınız, ya sosyal medyada turlayacaksınız. Beklerdim ki televizyonlar bu krizi fırsata çevirsin. Televizyon kanallarının kurmayları kafa kafaya versin, proje üretsin. O projeleri reklamverene sunsun. Reklamveren aptal değil. Önüne iyi bir proje geldiğinde, üstelik reklamların bile izlenme oranı yükselmişken reklam vermemezlik etmez. Öyleyse? "Reklam alamadığımız için program yapamıyoruz" mazereti de kendiliğinden ortadan kalkar.
Televizyonların bu aciz halinin tek gerekçesi 'tembellik'tir. Kimse yeni düzene uygun yeni proje üretmek için kılını kıpırdatmıyor. Çünkü televizyonculuk çok uzun bir süredir 'videoculuk' haline geldi. Bastırıyorlar parayı topu topu 5 büyük yapımcıya. Onlar da dizi çekip, gönderiyorlar. Kanalların tek yaptığı, gelen diziyi takıp oynatmak. Televizyon değil, video dükkanı işletiyorlar sanki... Oysa herkes evde. Gözler televizyonda. Bugünlerin, reklamın en çok para ettiği dönem olması gerekmez mi? Ama reklam için mecra, proje, kanal yaratmak lazım. Kim uğraşacak, kim proje üretecek ki? İşler nasıl olsa açılır, veririz yapımcıya milyonları, alırız dizileri...
Koca bayramda karşınıza bir tek önceden düşünülmüş, hesaplanmış, kurgulanmış 'bayram özel' programı gelmeyecek. Eskiden bahaneleri hazırdı. "Bayramda herkes mobil oluyor. Televizyon izleyen kalmıyor. Reklamveren de para vermiyor..." Eee? Şimdi herkes evde. Niye çalışmıyor, üretmiyorsunuz ki? Sanatçıları sırayla steril stüdyolara alıp eskisi gibi bir Bayram Özel Eğlence Programı hazırlamak çok mu zordu? (Hele ki en ünlüsünden en gencine kadar tüm sanatçılar halka seslenmeyi, onlarla bütünleşmeyi bu kadar özlemişken) Ya da ünlüleri evlerinin mutfaklarından canlı yayına bağlayıp mini bir 'Ünlüler Yemek Yarışması' sunmak? Bunlar benim bu yazıyı yazarken aklıma gelen projeler. Eminim, siz iki saat düşünseniz neler bulursunuz. Yeter ki niyetiniz olsun...
Bu arada bayram süresince can simidim yine TRT Müzik olacak. Muhteşem arşiv seçkileriyle oyun havalarından, Zeki Müren konserine, TSM sanatçıları resmigeçidinden, Barış Manço anılarına ve fasıl programlarına kadar bana eskinin güzel bayramlarını anımsatan her şey yine bu ekranda olacak.
Müge Anlı hasreti bitiyor
Salgın yüzünden programına yaklaşık 2 ay ara vermek zorunda kalan Müge Anlı, 1 Haziran Pazartesi sabahından itibaren yine atv'deki canlı yayınla izleyicilerinin karşısında olacak.
Okurlarımız Müge'nin ne zaman ekrana döneceğini sorup, duruyordu. Özellikle sabah kuşağında izleyecek program bulamadıklarından şikayet edip, adeta gün sayıyorlardı. Sonunda müjdeli haberi vermek de bize nasip oldu. Program bu pazartesi günü kaldığı yerden devam edecek. Yine faili meçhul cinayetler aydınlanacak, birbirine hasret aile üyeleri kavuşacak, kayıplar bulunacak, dört ayaklı minik dostlarımız sahiplerine kavuşturulacak, Türkiye'nin dört bir yanına akülü tekerlekli sandalyeler gönderilecek.
Programın seyircili olup olmayacağını, Prof. Arif Verimli ile Avukat Rahmi Özkan'ın stüdyoda bulunup bulunmayacağını ise önümüzdeki bir haftalık salgın süreci belirleyecek. Eğer verilerdeki olumlu tablo devam ederse, program bildiğimiz formatla izleyicinin karşısında olacak.
Kedisi için dizideki rolünden vazgeçti
Hayvanseverliğin sınırı yoktur. Kendimden bilirim. Hayvan kliniğinde yoğun bakıma alınan kedim için bir dönem günde iki defa Yeşilköy'den Levent'e mama taşımışlığım vardır.
Show TV'deki Kuzey Yıldızı: İlk Aşk dizisinde Fadime karakterini canlandıran oyuncu Yasemin Hadivent de, çekimleri Ordu'da yapılan dizinin yeniden sete çıkma kararı almasıyla zor bir seçim yapmak zorunda kaldı. Koronavirüs tedbirleri sebebiyle bir süredir İstanbul'daki evinde olan oyuncu; Minnoş ismindeki kedisini kimseye bırakamayacağı ve malum şartlardan dolayı yanında götüremeyeceği için, 27 bölüm rol aldığı diziden ayrılma kararı aldı. Yasemin Hadivent, "Minnoş ile 2014'ten itibaren beraberiz. Tanıştığımızda 2,5 aylıktı ve benim için evlat gibi. Bu yüzden sorumluluk hissi çok büyük" dedi.
Dizi teklifi için sevgilisini bile terk edenlere ders olur mu acaba?
Ne demiş?
"Eskiden kaset çıkartmak için evini arabasını satanlar vardı. Şimdi kasetim çıkmasın diye vatanını milletini satanlar var..." (Oya Başar'ın ilginç tweet'i)
Gaf kürsüsü
Benimle Söyle yarışmasından bir diyalog: Jüri üyesi Nicki: Önce gaydayı gördüm ve hoşuma gitti. Sunucu Enis Arıkan: O gayda değil, tulum. Nicki: Ha, o zaman tarzım değil!
Zap'tiye
Cami hoparlöründen Çav Bella... Başka kıyamet alametine gerek var mı?.