Mesleğim açısından ekran başında geçirdiğim zaman zaten uzundu. Karantina günlerinde iyice uzadı. Ben de bunu fırsat bilip, uzun zamandır izleme olanağı bulamadığım müzik kanallarına şöyle bir göz gezdirdim. Baktım ki, durum facia...
Yahu RTÜK başta olmak üzere bu müzik kliplerini izleyen, denetleyen kimse yok mu? Dream TV... Saat 13.23... Yani çoluk çocuğun ekran başında olduğu saatler. Ece Seçkin'in Geçmiş Zaman adlı şarkısına çekilen klip yayında. Seçkin, bir gece kulübünde sevdiği adamın başka bir kadın ile yakınlaştığını görüyor. Topluyor arkadaşlarını, kulüp çıkışında adamı ciple kaçırıyor. Sonra onu aracın içine kilitliyorlar. Başlıyorlar bidon bidon benzin dökmeye... Son sahnede Ece Seçkin yaktığı çakmağı, cipe doğru fırlatıyor. Yüzüne, yanan aracın alevleri yansıyor. Dönüp arkasını gidiyor...
Eski eşlerin, sözde aşıkların yılda 500 can aldığı bir coğrafyada olacak iş mi?..
Nerede eskilerin telif hakkı?
Yapımcılar virüs yüzünden dizilerin yeni bölümlerini çekemeyince Bit Pazarı'na nur yağdı. Kanal yönetimleri, dört ele eski dizilere sarıldı. Şimdi yayın akışlarını yıllar önce seyrettiğimiz ve yeniden izlerken bile büyük keyif aldığımız eski diziler kurtarıyor.
Peki bu diziler ikinci, üçüncü kez yayınlanırken oyuncularına yeniden telifleri ödeniyor mu? Eğer dizi kontratlarında "tekrar gösterim hakkı" kanal yönetimine aktarılmamışsa, yapımcı ve dolayısıyla oyuncuların yeni ücret talep etme hakkı doğar çünkü. Malum, bizim ülkemizde telif hakkı henüz çok taze bir kavram. Bu konudaki yasal düzenlemeler de kara deliklerle dolu. Bırakın eski diziden telif hakkı almayı, ekranda gösterilmeye devam eden dizinin parasını alamayan oyuncular, set çalışanları bile var. Örnek mi? Buyurun size FOX'un Savaşçı dizisi.
Diyeceğim o ki, yenileri bile para almakta güçlük çekerken, eski dizilerin telif hakkı kimin umurunda olabilir ki? Ama olmalı. Örneğin, en çok eski diziyi ekranında barındıran TRT bu konuda öncü olmalı. Tekrar gösterime sunduğu eski dizilerin oyuncuları için bir telif fonu oluşturmalı. Bu fondan şu sıralar çok zor durumda yaşamlarını sürdürmek zorunda olan yaşlı oyuncular yararlandırılmalı. Ne diyorsunuz bu teklifime?
Taksiciler fırsatı kaçırdı
İstanbul Valiliği harika bir kararın altına imza attı. Baktılar ki Büyükşehir Belediyesi'nin yeteneksizliği yüzünden sağlıkçılar sokağa çıkma yasağı günlerinde yollarda perişan oluyor, taksicilerin sağlık personellerini ücretsiz taşımaları için talimat yayınladılar. Kararla ilgili haberciler, taksi şoförlerine mikrofon uzattı. Aralarında şikayetçi olan kimse yoktu. Tam tersi hepsi de "Onlar bizim için hayatlarını riske atıyor, çoluk çocuklarına hasret kalıyorlar. Biz onları ücretsiz taşımışız çok mu?" diyerek örnek bir dayanışma sergilediler.
Ama... Keşke taksici dostlarım Valilik kararına gerek kalmadan, "Biz bundan sonra sağlıkçıları bedava taşıyacağız" diyerek bir adım öne geçselerdi.
Gaf kürsüsü
Bugünkü kürsümüz hem biraz uzun hem de fotoğraflı. Yemek Sepeti'nin sahibi Nevzat Aydın, hayranı olduğu ünlü aktör Al Pacino'nun 80'inci doğum gününü kutlamak için onunla birlikte çektirdiği bir fotoğrafı sosyal medya hesabında paylaşıp, altına da "Baba 80 yaşında" diye yazmış. Gelin görün ki, pek çok takipçisi, Al Pacino'yu Nevzat Aydın'ın babası sanıp, altına övgü dolu mesajlar yazmış. Bir tanesi şöyle: "Allah uzun ömürler versin. Sizin gibi bir evlat yetiştirdiği için gurur duyuyor olmalı."
Zap'tiye
ABD'de TIR şoförlüğü yapan Tolga Karel'den sonra Haluk Piyes de Almanya'da ağır vasıta şoförlüğü yapmaya başladı. Oyuncularımız dünyaya 'ağırlıklarını' koyuyor. Ama şoför mahallinde...
Ne demiş?
"Evde temizlik yapmaktan geberdim. Bence her akşam saat 20.00'de balkonlara çıkıp ev kadınlarını alkışlamalıyız." (Zafer Algöz'ün online programında Ozan Güven'in sözleri)