Yeni diziler çekilemeyip, kanallar eskileri arşivlerden çıkarınca biz de köşemizde bir anket başlatmıştık, "Hangi eski dizileri izlemek istersiniz?" diye. Yoğun bir katılım oldu. İşte televizyon izleyicisinin özledikleri:
"Merhaba Yüksel Bey, uzun yıllardır köşenizi büyük bir keyifle takip ediyorum. Bu özlem benim de hep içimde idi. Şimdi dizileri yazalım değil mi? Sıdıka, Yedi Numara, Bizim Evin Halleri... Kolaylıklar dilerim. Saygılarımla." (Hasibe Yalçın)
"Yüksel Bey iyi günler, izlemek istediğim eski diziler Süper Baba, Baba Evi, atv'nin kurulduğu yıllarda yayınlanan Zeki Alasya'nın oynadığı Hastane dizisi, Ekmek Teknesi gibi dizileri izlemek isterdim ama malesef atv'yi 2006 yılında sel bastığı için VHS kasetlerin hepsi hasar görmüş ve Süper Baba, Baba Evi ve Ekmek Teknesi gibi dizilerin yayınlanması mümkün olamıyor. Bu arada ben YouTube'da Süper Baba'nın kayıtlarını buldum. Kayıp olan 20 bölüm dışında diğer bölümlerin hepsi var. Bu arada Şevket Altuğ'a bir teklifim var. Elinizde kanalda kayıp olan o 20 bölüm dahil diğer bölümler varsa bütün VHS kasetleri günümüz teknolojisine aktarma işinde gönüllü olarak çalışmaya hazırım." (Sevgi Erol)
"Merhaba Yüksel Bey, yazılarınızı beğenerek ve sabah işe gelir gelmez ilk iş olarak okuyorum, başarılarınızın devamını dilerim. Ben kamuda hemşire olarak çalışmaktayım. Zor bir süreçten geçiyoruz. TRT ekranlarında çocukluğumuzun efsane dizisi Bizimkiler'i tekrar görmek bu sıkıntılı zamanlarda ilaç gibi gelecektir. Teşekkürler." (Ayfer Uz)
"Yüksel Bey istediğiniz dizileri yazın sesinizi duyurayım demiştiniz. Ben Şaşıfelek Çıkmazı'nı ve Sıdıka'yı bin kez izlerim." (Aliye İlhan)
"Şu zor günlerde Star TV yöneticilerinden dileğimiz, bir Barış Akarsu hayranı olarak Yalancı Yarim dizisinin yeniden yayınlanmasıdır." (Can Yelkenci)
"Amerikalı" ismiyle yazan okurumuzun ise daha kökten bir çözümü var. Okurumuz, tıpkı TRT'nin yaptığı gibi tüm özel kanalların arşivlerini internet üzerinden izleyicilere açmasını talep ediyor.
Cehaletin aşısı yok ki!..
Kıdemli okurumuz Şerife Nalan Yılmaz da pek çoğumuz gibi salgınla mücadelede önümüzdeki en büyük engel olan cehalet ve sorumluluğu irdeleyen bir mesaj göndermiş:
"Merhabalar Yüksel Bey, yaşadığımız bu zor süreçte sizin de sıklıkla yazdığınız gibi ülke olarak üstümüze düşen tek görev evde kalmak... Ben ve benim gibi çalışmak zorunda olanların da üstüne düşen, maskelerimizi takıp ellerimizi dezenfekte etmek, yani tedbir almak... Ama malesef bunu bile yapamıyoruz, sokaklar hâlâ insan dolu. Esnafız biz, eşimle birlikte işlettiğimiz iş yerimize gelen ve tedbir almayan kişileri sosyal mesafe konusunda uyarıyoruz, ama malesef verdikleri cevap ürkütücü. 'Aaa, sosyal mesafeyi unuttum, maskem arabada, ne var, bizden sonra temizlik yaparsınız' v.b. tepkilerle karşılaşıyoruz. Zaten her gün iş yerimizi dezenfektan ile temizliyoruz ama böyle duyarsız kişilerin rahatlığı bizi çok şaşırtıyor. Covid-19, tedbirlerimizden daha güçlü değil ama ya bu konu karşısındaki cehaletimiz? İyi çalışmalar, sağlıklı günler dilerim..."
Ya teyzenin telifi?
Köşemizin vefalı okurlarından Ramazan Budaklar'ın notu:
"Yüksel Bey, jandarmaya 'Oyy kuzumm' diye seslenen teyzeyi biliyorsunuz. 'Üzümler olunca da gelin' diyordu. Türk Telekom bu teyzemizin 'Kuzum' deyişini aynen reklamlarında kullanıyor. Umarım teyzemin telifini ödemişlerdir..."
Şeref kürsüsü
Tedarik ettiği 100 bin maskeyi hastanelere, kamu kuruluşlarına ve medya mensuplarına dağıtan futbolcu Arda Turan, gönüllerde biraz sarsılır gibi olan yerini bu jestiyle sağlamlaştırdı.
Zap'tiye
Virüsün kol gezdiği karantina günlerinde önce hamamı sonra da hırdavatçıyı kumarhaneye çevirdiler. Rus ruleti out, Türk ruleti in!..
Ne demiş?
"Şu koronavirüs görünür bir şey olsaydı, kafasını gözünü kırardım vallahi..." (Kanal D'deki Neler Oluyor Hayatta programında Hakan Ural'ın sözleri)