Hollanda'nın dünyaca ünlü yapım şirketi Endemol, büyük bir mali krize girmiş ve iddiaya göre Türkiye'deki dizilerinde oynattığı oyuncuların paralarının üzerine yatarak, iflasını isteyip ülkeden 'sıvışmaya' kalkmıştı. Şirketten 15 bölümlük alacağı bulunan Erkan Petekkaya, harekete geçip dava açtı. Geçen hafta görülen davayı Petekkaya kazanırken, şirketin iflas isteği de reddedildi.
Bu aslında tek başına bir hukuk zaferi değil, önemli bir içtihat kararı. Erkan Petekkaya önder oldu, artık kimse susmamalı. Biliyorum ki pek çok şirketten alacağı olan çok sayıda oyuncu ve sunucu var. Gelin görün ki 'kara listeye' alınmamak için susup duruyorlar. Bence bu hareket, Türkiye'den ayrılma kararı veren yabancı bir şirket ile sınırlı kalmamalı. Televizyon sektöründe hegemonyasını kurup emek sömürmeye kalkan kim varsa deşifre edilmeli, hukuk mücadelesi verilmeli.
Bu arada son olay gösterdi ki, sektördeki emekçilerin haklarını koruyup kollayacak ciddi bir meslek örgütü ve sendikaya acil ihtiyaç var.
Ne güzel bir gündü...
Pazar sabahı soğuk ve kasvetli bir güne uyanmanın keyifsizliğini yaşıyordum. Saat 07.30 sularında haber kanallarını dolaşırken, TGRT Haber'de mola verdim. Çünkü karşımda yüreğimi ısıtan, günümü aydınlatan bir haber vardı. Balıkesir'de bir gencin, üşüyen sokak köpeğinin üzerine sırtındaki montu çıkartıp örtmesi güvenlik kameralarına yansımıştı. Ardından, Sakarya'dan sabah çayının ilk yudumu gibi içimi sımsıcak eden bir haber geldi. Yaşlı adam, karşıdan karşıya geçemiyordu. İki jandarmadan biri yolu kesti, diğeri adamı sırtlayıp karşıya geçirdi. Haberin seslendirmesi şöyleydi: "Jandarma, yaşlı adamın omuzlarındaki yılların yorgunluğunu paylaştı..."
İnsan her zaman bu kadar güzel bir güne uyanamıyor ne yazık ki... Ben de bu fırsatı değerlendirdim. Güzel haberlerle aydınlanan pazar günüm öyle keyifli geçti ki...
İyi polis, kötü polis
Her ikisi de ekranda partnerleriyle fazla uyum sağlayamamıştı. Sonunda Kanal D ekranlarında birbirlerini buldular.
Neler Oluyor Hayatta programının yorumcuları Hakan Ural ile Seda Akgül'den söz ediyorum. Ekranda müthiş uyumlu görünüyorlar. Belli ki aralarında adı konulmamış bir iş bölümü de var. Seda Akgül, çok daha agresif ve köşeli. Hakan Ural ise daha uysal ve arabulucu. Yorumların ateşi yükseldiğinde Hakan Ural hemen devreye girip yangına hortum tutuyor. Tempo biraz düşse, Seda Akgül sazı eline alıp tansiyonu yükseltiyor. Yani doğaçlama olarak 'iyi poliskötü polis' taktiği uygular gibiler.
Bu arada Hakan Ural'ı gönülden takdir ettiğimi bir kez daha belirtmeliyim. Yeterli eğitimi bulunmamasına rağmen, bir insanın dünya olaylarına ilgisiyle, kendini yetiştirip hayat tecrübelerini rehber edinerek nasıl 'saygın' bir yorumcu olabileceğini gösterip aynı durumda olanların yüreğine cesaret aşılıyor. Helal olsun...
Zap'tiye
"Yatakta çok iyiyiz" sözleriyle başlayan yatak reklamı kıyamet alameti olabilir mi acaba?
Gaf kürsüsü
Düzce Kaynaşlı'nın MHP'li Belediye Başkanı Birol Şahin'in Kadın Voleybol Milli Takımımız hakkındaki sosyal medya paylaşımı büyük tepki topladı: "Allahu Teala'nın örtünün vücut hatlarınız belli olmasın emrine karşı çıkarak, açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin sonra da Tokyo'ya gidiyoruz diye sevineceksin. Dünya şampiyonu olsan ne yazar. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler."
Ne demiş?
Türkiye-Almanya voleybol maçını anlatan spiker Başak Koç'tan: "Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez."