Bu seferki, eski kocası tarafından ölümle tehdit edilen bir kadının değil, bizzat benim çığlığım...
Geçen hafta haber bültenlerinde mutlaka izlemişsinizdir.
Sarıyer'de bir istinat duvarı çöktü. Çekici sürücüsü, üzerine yığılmak üzere olan toprağı son anda fark edip frene bastı ve canını kurtardı.
O Çırçırdere Caddesi, benim hemen her gün kullandığım yol.
O akşam da felaketten iki saat farkla kurtuldum.
İki saat... Hayat ile ölüm arasındaki 'kıl payına' bakar mısınız?
Aslında o yoldan her geçişimde eşime söyleyip duruyordum, "Burada ciddi tehlike var.
Bu duvarlar bu yükü taşımaz.
İnşallah piyango (!) bize vurmaz" diye. Olayı haberlerde izlediğimizde dehşetle birbirimizin yüzüne bakmamız da bu yüzdendi.
Şu anda Sarıyer Tüneli'nden çıkıp Maden Mahallesi üzerinden Zekeriyaköy, Uskumruköy ve Demirciköy istikametine gidip gelenlerin en fazla kullandığı yol Çırçırdere Caddesi. Ayrıca bölgedeki üç okulun öğrencileri de bu yolu kullanıyor. Güzergahtaki istinat duvarlarının son derece güçsüz olduğu, tehlikenin tepemizde beklediği çıplak gözle bile görülüyor. Uçurum kenarındaki bazı bölümlerde ise ciddi çökmeler var. Buradan hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni, hem de Sarıyer Belediyesi'ni uyarıyorum.
Kendileri incelemeye üşenirlerse beni arasınlar.
Onlara yol üzerinde insan hayatını tehdit eden en az dört tehlikeli nokta gösterebilirim.
Durum acil. İstanbul'un göbeğinde heyelan altında kalmak, pisi pisine ölüp "Ben demiştim" demeye bile fırsat bulamadan gömülmek istemiyorum.
NOT: Geçen hafta sevgili Hıncal Uluç ağabeyim, ziyaret için gittiği Zekeriyaköy'de, Kilyos Yolu'nun nasıl rezil halde olduğunu şahane bir izlenim yazısıyla anlatmıştı. Bu da Varan-2 olsun!
'Tutunamayanlar' tutunur mu?
Her zaman yazar, söylerim, TRT'nin bugüne kadar yaptığı diziler içinde Leyla ile Mecnun'un ayrıcalıklı bir yeri vardır. Klasik komedinin ötesine geçip absürt komedi akımını devlet televizyonunda başlatarak adeta bir 'dizi devrimi' gerçekleştirmiştir. Kanalın yeni dizisi Tutunamayanlar'da, biraz Leyla ile Mecnun'un o 'kült' tonlarına rastladım. Bu yönüyle fark yaratacağı ortada. Özellikle Zafer Algöz'ün canlandırdığı çekirdek çitleyen, Kayseri şivesiyle konuşan 'İlham Perisi İlhan' karakterine bayıldım. Ancak stand up performansları ve sosyal medya paylaşımlarıyla beğenilen Doğu Demirkol'un oyunculuğunu biraz ham ve donuk buldum. Umarım dizinin ısınma turlarıyla birlikte o da istim tutar. Bir de tüm ailesi 'Ayşe Egesoy Türkçesi' konuşurken, Doğu Demirkol'un canlandırdığı Tarık karakterinin niye Doğu şivesiyle konuştuğunu anlayamadım. Oyuncunun ismi Doğu olduğu için olmasın sakın? Alın size absürdün zirvesi!
Helal sana Ummu Gülsün!
Bu yazı cuma gününden yazılıyor. Ama eminim ki dün akşam Türkiye'nin büyük bölümü, atv ekranları başında konuşma engelli yarışmacı Ummu Gülsün Genç'e yürekten alkış tutmuştur. 4 yaşında geçirdiği hastalık yüzünden duyma yetisini kaybeden 27 yaşındaki Ummu Gülsün Genç, Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü mezunuydu ve iki kardeşinin eğitim masraflarını karşılamak hedefiyle yarışmaya Artvin'den katılmıştı. Genel kültürüyle olduğu kadar, zarafeti ve mütevazı tavırlarıyla da gönülleri fetheden yarışmacı tam 125 bin liralık ödüle ulaştı. Helal olsun Ummu Gülsün. Senin dudaklarını kıpırdatmaya pek de ihtiyacın yok. Zekan ve insanlığın bülbül gibi şakıyor zaten...
Gaf kürsüsü
Habertürk'teki Türkiye'nin Nabzı programında saatlerce antidepresanlar tartışıldı ama konuşmacılar arasında tek bir psikiyatrist yoktu. (Türkiye Psikiyatri Derneği, bu garip duruma büyük tepki gösterdi)
Zap'tiye
Ekranlarda iki doktor dizisi var, ikisi de yabancı yapımlardan uyarlama... Beni Türk senaristlere emanet edin!
Ne demiş?
"Bir çocuk babasız büyür ama vatansız büyüyemez..." (Türk İşi Dondurma filminde kucağında bebesiyle kocasını askere uğurlayan Türk kadınının sözleri)