'Bir' olunca nasıl da tüm zorlukların üstesinden geliyoruz değil mi? Mehmetçik'in Barış Pınarı Harekatı'nda yazdığı destan, masada da taçlandı.
Trump'ın yazdığı küstah mektubun intikamını, ABD'nin en yüksek kademedeki heyetini ayağımıza getirtip adeta 'yalvartarak' aldık. Bizim istediğimiz oldu.
Eğer ABD daha önce yaptığı gibi yine 'kaypaklık' etmezse, Güneydoğu sınırlarımız emniyette olacak.
Olmadı, kaldığımız yerden devam...
Hiç abartmıyorum, tarihin akışını değiştirdik. Artık kimse burnumuzun dibinden havan topu sallayıp çocuklarımızı öldüremeyecek.
Ne ABD, ne Rusya, ne Almanya, ne de Fransa bundan böyle Türkiye'nin gücünü ve kararlılığını test etmeye kalkışabilecek. Gördüler ki, karşılarında iktidarıyla, muhalefetiyle, askeriyle, memuruyla, esnafıyla, işçisiyle, köylüsüyle kenetlenmiş, 'bir' olmuş bir millet var. Bu milletin, bir asır önce yine boğazına çökmeye kalkan dünyaya tek başına direndiğini ve muzaffer olduğunu unutmuşlardı. Hatırlattık...
Sadece sahada mı? Masada da ne kadar güçlü ve kararlı olduğumuzu gösterdik cümlesine.
Birbirimizin arkasından iş çevirmeyip birbirimizin arkasında durduğumuz zamanlar nasıl destan yazdığımızı bellettik tüm kirli zihinlere. Gelin görün ki; bu başarıyı bile küçümsemeye, kirletmeye, hakir görmeye kalkışanlar çıktı aramızdan. Sanki hayal kırıklığına uğramış gibiydiler.
Eh, bu millet onları da not etti tabii ki....
Ama asıl mücadelemiz şimdi başlıyor. Yedi düvel bizi alt etmek için yine pusuda bekleyecek, biliyoruz. 'İkinci İstiklal Savaşımız' askeri, siyasal, diplomatik, sosyal ve ekonomik cephelerde hiç bitmeyecek, onun da farkındayız.
Ama 'damarlarımızdaki asil kanın' farkına vardık ya, gerisi kolay...
Bu zafer hepimizin. Kutlu olsun...
En güçlü ve en yakışıklı olmanın yolu
Atv'nin efsane dizisi Sen Anlat Karadeniz'in fragmanında Tahir arkadaşına şöyle diyor: "Allah nasip ederse yakında bir kız çocuğum olacak. İşte o zaman dünyanın en güçlü ve en yakışıklı adamı olacağım..." Haklısın Tahir, hem de öyle haklısın ki... Kız babaları bilir; 'kahraman' olmanın en kestirme yolu, kız evlat sahibi olmaktan geçer.
Çünkü onlar için babaları, Superman'den daha yakışıklı, Örümcek Adam'dan daha atik, Batman'dan daha güçlüdür. Babalar, bunu kızlarının onlara her bakışında görür.
Allah, dileyen her erkeğe kız çocuğu sayesinde 'kahramanlık' nasip etsin.
Komutan Hannibal Muğla'da yaşıyor
Araya Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili konular girince, bir türlü yazamadım.
Önceki hafta haberlerdeki o eli öpülesi babayı buğulu gözlerle izledim. Ramazan Korkut, Muğla'nın Menteşe ilçesi Yemişendere Mahallesi'nin Tembeller mevkiinde oturan bir çiftçiydi. Kız çocuğu okul çağına gelmişti. Okul servisi sadece bir gün eve gelebildi. Çünkü yolları bozuktu. Adam kızını bir hafta boyunca o yoldan yürütüp ana yola çıkarmak, akşam üzeri de almak zorunda kaldı.
Baktı ki olacak gibi değil, 20 bin lira borç aldı ve 4 kilometrelik yolu kendi imkanlarıyla yapıp kızını servisle okula göndermeyi başardı.
Bence o baba sadece 'yılın babası' seçilmemeli. Tüm 'Haydi Kızlar Okula' kampanyalarının sembolü olmalı.
Çünkü o çiftçi, yüzyıllar önce Roma'ya yürüyen komutan Hannibal'in ruhunu yaşatıyor:
"Ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız..."
Ne demiş?
O Ses Türkiye'de vaatler yine havada uçuştu: SEDA SAYAN: Beni seçersen sana Sezen Aksu'dan şarkı alacağım. BEYAZ: Ben Sezen Aksu'dan üste para da alacağım!
Gaf kürsüsü
ABC News kanalı, bir silah fuarındaki görüntüleri alıp "Türkler, masum Kürtleri öldürüyor" başlığıyla yayınlayınca alay konusu oldu. ABD Başkanı Trump bile olay için "Tam bir rezalet" ifadesini kullandı.
Zap'tiye
Bazı marketler, bayatlamış ürünlerin üzerindeki son kullanım tarihini değiştirip yeniden rafa koyuyorlarmış. Aslında son kullanım tarihi geçmiş olan 'insanlık ve vicdan' galiba...