Yapışık ikizler azmetti, liseyi bitirip üniversite sınavına girdi.
Elleri, ayakları tutmayan kız, burnuyla klavyeyi kullanıp üniversiteyi birincilikle bitirdi.
Maslak'taki makaslı trafik faciasında 10 yaşındaki kuzenlerden biri mezara, diğeri yoğun bakıma gitti. Günlerce hastanede kalan yüzü bandajlı kız ayılınca babasını çağırdılar. Kız konuştuğunda, acı gerçek ortaya çıktı. Mezara giden ile hastaneye götürüleni karıştırmışlardı. Öldü denilen yaşıyor, yaşadığı sanılan mezarda yatıyordu...
Biliyorsunuz; televizyon dizilerinde, sinema filmlerinde açık bir 'senaryo kısırlığı' yaşanıyor. Birbirinin kopyası dizileri, Uzakdoğu sinemasından devşirilen filmleri önümüze koyup duruyorlar.
Oysa yukarıda saydığım ve sadece bir hafta içinde gelişen bu üç olaydan onlarca dizi ve film çıkmaz mı?
Söylemekten usanmayacağım:
Kaderin eline hiçbir senarist su dökemez...