Haydi 'Fener olup' yanalım... Peki ne için? Yönetimlerin hesapsızca savurduğu trilyonları cebimizden ödemek, yapılan yanlış transferlerin faturalarını karşılamak, sadece transfer dönemi yaklaştığında futbol oynamayı aklına getiren, haftalarca küme düşme potasında dolaşarak taraftarını kahreden şımarık futbolcuların villalarının bahçıvan ücretlerine ortak olmak, otomobillerinin depolarını doldurmak için mi?
Sosyal medyadaki paylaşımlara bir bakın: 'En zengin iş adamı Ali Koç, en zengin medya patronu Acun Ilıcalı, en zengin komedyen Cem Yılmaz; para dileniyorlar...' İşin aslı belki öyle olmayabilir. 'Fener ol' yardım kampanyası, Fenerbahçe'nin geleceğini inşa etmek için kulüp ile taraftar arasında yeni bir gönül bağı ve güç birliği kurmayı hedeflemiş olabilir. Ama belli ki kampanyanın amacı insanlara iyi anlatılamamış. Bir Fenerbahçeli olarak burada büyük bir 'halkla ilişkiler aczi' tespit ettiğimi söylemek zorundayım.
Geçen hafta, derdi aç insanları kurtarmak, koruyup kollamak olan bir kampanya daha vardı. Müge Anlı, Kızılay ile işbirliği yapıp üç günde tam 4 milyon lira topladı. Bununla Erzurum ve Gaziantep'te iki sabit ve iki gezici aşevi kurulacak.
Bir 'Fener' olmak var, bir de 'meşale'...