Hasret bitti, 'Sen Anlat Karadeniz'in tutkunları önceki akşam atv ekranlarında dizilerine kavuştu. Gelin görün ki 'Tahir' ile 'Nefes'in mutluluğu fazla uzun sürmedi.
Öldü sanılan 'Vedat'ın geri dönmesiyle birlikte herkes için kabus yeniden başladı.
Malum, Osman Sınav'ın dizilerinde her daim bir bilge vardır. ('Deli Yürek'teki 'Kuşçu' nasıl unutulur?) Bu dizide de görev, nur yüzlü 'Osman Dede'ye (Sait Genay) düştü. Ben de her çarşamba bize ne ders verecek diye dedemizin ağzının içine bakar oldum. Bu hafta da 'Her işte bir hayır vardır' sözünün hikayesini anlattı.
İzlemeyenler için özetleyeyim:
Kralın bir veziri varmış.
Her olay karşısında 'Vardır bunda bir hayır' deyip dururmuş. Bir gün kral, avda geçirdiği bir kaza sonucu iki parmağını kaybetmiş. O kanlar içinde kıvranırken veziri yine 'Vardır bunda bir hayır' deyince, sinirlenip vezirin ömür boyu zindana atılmasını emretmiş. Vezir, hapsi boylarken bile 'Vardır bunda bir hayır' demiş. Gel zaman git zaman, kral yeniden ava çıkmaya başlamış. Bir gün atı birden parlamış ve ormanın balta girmemiş en ücra köşelerine kadar götürmüş kralı.
Tabii adamları da peşinden gitmiş. Masal bu ya, ormanın derinliklerinde bir yamyam kabilesi yaşarmış. Bizimkileri yakalayıp yemişler. Bir tek kral hariç. Çünkü inançları gereği uzvu eksik olanları yemezlermiş.
Kral, sarayına döner dönmez veziri çağırtmış.
'Sen haklıydın vezirim. İyi de, anlamadığım bir şey var. Ben seni zindana gönderirken bile sen hâlâ 'Vardır bunda bir hayır' diyordun. Aylardır hapiste çürüyorsun, hayır bunun neresinde?' Vezir tebessümle açıklamış: 'Eğer zindana atılmasaydım, sizinle ormana gelecektim.' Bir hikayenin içinde binbir ders. Üstelik herkesin enseyi kararttığı şu çok özel sınav günlerinde... 'Sen Anlat Karadeniz', biz dinleriz...