Üç haber, ekranda birer gün arayla yayınlandı. İlkinde; bir kamyonet sürücüsü iki ayağını birden şoför mahallinin camından dışarıya sarkıtmış halde, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçerken kendini görüntülemişti. Ayakları dışarıda olduğu için gaz pedalına elindeki değnekle basıyordu.
İkinci görüntüde; bu kez bir başka çılgın sürücü tek başına bulunduğu otomobilde, şoför değil yolcu koltuğunda otururken 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü geçiyordu.
Üçüncü görüntü daha da ibretlikti. Genç sürücü; otomobili giderken aracından iniyor, arkaya dolanıyor, bagajı açıyor, oraya oturuyor, gitmeye devam ediyordu. Aynı sürücü; sosyal medyada paylaştığı bir başka görüntüde, aracı yol alırken, arka koltuktan kalkıp şoför koltuğuna geçiyordu. Bundan birkaç ay önce de bir minibüs şoförünü, aracı yolda ilerlerken kalkıp koridora geçerek, arkadaşlarıyla horon teperken izlemiştik.
Haberlerin tümü de aynı cümle ile noktalanıyordu: 'Bu görüntüler, sosyal medyada binlerce kez tıklandı...' İşte ekrandaki 'maganda yetiştiriciliğinin' gübresi de bu... Trafiği tehlikeye atan, magandalığı özendiren bu görüntüler haber bültenlerinde 'tık rekortmeni' olarak anıldıkça, bir başkası çıkıp 'Ben daha çılgınını yaparım, daha çok 'like' alırım' diyerek, haber bültenlerine aday yeni bir rezaletin yaratıcısı oluyor.
Onların yaptığına 'magandalık' diyoruz. Peki ya onları haber bültenlerinde 'tık rekortmeni' olarak 'onurlandıran' bizlere ne demeli?