Sinemada izleme imkanı bulamayıp kaçırdığım için çok üzüldüğüm 'Hazreti Muhammed: Allah'ın Elçisi' filmini bana salı akşamı atv hediye etti. Sadece bana mı; yüreği Allah ve Peygamber sevgisiyle dolu tüm müminlere... Hani gazeteler Ramazan süresince okurlarına Kur'an cüzleri ve dini içerikli yayınlar hediye ederler ya, bu da atv'nin izleyicilerine 'ücretsiz' hediyesiydi işte...
İranlı Mecid Mecidi'nin yönettiği filmin kim bilir kaç sahnesinde gözlerim doldu, hatırlamıyorum. Filmin oyunculukları da iyiydi, prodüksiyonu da... Bazı kurgu hatalarını görmezden gelirsek, eni konu bir 'sinema eseri' çıkmıştı ortaya. Dinimiz gereği tabii ki Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) suretini göremedik, sesini duyamadık ama o eşsiz ruhunu, muazzam kişiliğini kalbimizin en derinlerinde hissettik.
Film; saygıda kusur etmeden, Peygamber Efendimiz'in (S.A.V.) tüm güzel insani niteliklerini harika bir bütünlük içinde yansıtmayı başarmıştı. Filmi izlerken aklıma son yıllarda tüm dünyanın takdir ve talebini kazanan dizi sektörümüz geldi. Özelikle de son yıllarda 'Diriliş: Ertuğrul' ve 'Payitaht Abdülhamid' gibi müthiş diziler çeken devlet kurumu TRT'miz. Hazreti Muhammed'in insanlığa örnek teşkil eden hayat hikayesini şöyle ihtişamlı, saygılı, vakur bir dizi olarak bizim yapımcılarımız ekrana taşısa nasıl olur diye düşündüm. Sadece Türkiye'de değil, İslam âlemi başta olmak üzere tüm dünyada beğeniyle izlenecek bir 'başyapıt' meydana getirmek için devlet desteğinin de, sponsor potansiyelinin de, yönetmen yaratıcılığı ve oyunculuk gücünün de bizde fazlasıyla var olduğuna inanıyorum. Vakit kaybetmeyelim...