Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Denizler babanızın çiftliği mi?

Benim gibi sık sık İstanbul Boğazı kıyılarında yürüyüş yapanların karşılaştıkları bir manzaradır. Kıyıya yakın yerlerde balıkçı motorlarından hava pompası ve hortum yardımıyla dalış yapan balık adamlar, kilolarca midyeyi satmak üzere tekneye çıkarırlar.
Bunlar daha sonra restoranlara ya da seyyar satıcılara pazarlanır. Hem de kaya midyesi olup olmadığına bakılmadan.
(Bilirsiniz; iskele demirlerine ya da batıklara tutunarak yetişen midyeler, pası emer ve içlerinde biriktirir.
Bunlardan yerseniz zehirlenmeniz, hatta ölmeniz işten bile değildir) Ben bu manzarayı yılın dört mevsimi görürüm ve kendi kendime sorarım: 'Her önüne gelen, canının istediği zaman, keyfine göre, dilediği yerde midye çıkarabilir mi?' Bu konuyu, ilgili bakanlıklar ve kuruluşların dikkatine önemle sunuyorum.
Çünkü midyeler için 'denizin böbrekleri' denir. En büyük özellikleri, deniz suyunu filtreleyip temizlemeleridir. Peki İstanbul Boğazı'nda (ve muhtemelen bütün denizlerimizde) midyelerin fütursuzca talan edilmesi, eko sistemi olumsuz etkilemiyor mu?
Bu konuda bir kısıtlama, kota ya da sezon sınırlaması yok mu? Lütfen birileri bana bunun yanıtını versin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA