Depremin hayırlısı olur mu? Oluyormuş meğer. Türkiye'nin, günlerdir beşik gibi sallanan Kuzey Ege'nin dağ köylerinde Yörüklerin hangi şartlarda barındığını görmesi için 5 şiddetinde üç depreme ihtiyaç varmış meğer. Şimdi bölgeye çadırların yanı sıra 200 de konteyner ev kuruluyor. Adına ev denilen o eski, taş yığma, izbe, ölüm tuzağı yerlerin yanında konteynerler tabii ki çok daha güvenli.
Gelin görün ki, atadan kalma evini hiçbir şeye değişmeyen köylülerin ruh halini de anlamak gerek. Yine de devletin bölgeye el uzattığını görmek sevindirici.
Şimdi bir önerim var:
Köylüler yeni evlerine kavuşturulduktan sonra, o konteynerler geri gönderilmesin.
Bölgede yaz-kış naylon çadırlarda, teneke kulübelerde yaşamak zorunda kalan Roman vatandaşların bulunduğu yerlere kurulsun. Zira kendi gözlerimle gördüm; Küçükkuyu'nun orta yerinde hâlâ naylon çadırda yaşayan vatandaşlarımız var.
Kendimize gelmek için bazen depremin sallamasına da ihtiyaç duyulabiliyor.
Gelin, hep beraber felaketten fayda süzelim.