Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bazen delirmek iyi gelir bize

Bugün hem pazar, hem de uzun bayram tatilinin son günü. Öyleyse; içimizi ferahlatacak, dudağımıza minik bir gülücük konduracak, bizi yarınki zorlu mesaiye hazırlayacak keyifli bir yazının tam zamanıdır.
Hikayeyi, yaşadığı kent Malatya'dan köşemize değerli katkılarda bulunan sevgili okurum Doruk Şahin'den öğrendim.
Malatya'da 'Mercedes Kadir' denilen bir muhterem yaşıyor. Akli dengesini yıllar önce emanete verdiği söylenen bu zatın, bütün gün cadıların uçan süpürgesi gibi bacaklarının arasına alıp üstünde dolaştığı, önünde Mercedes arması olan bir sopası var. Kadir, onun son model bir Mercedes otomobil olduğuna inanmış. Dahası, bütün bir kenti de buna inandırmış.
Düşünün, koskoca bir şehir, Kadir'in hayaline ortak olmuş, kimse durumu çaktırmıyor. Herkes Kadir'in Mercedes hayaline her şeyiyle sahiplenmiş durumda. Kadir trafik ışıklarında duruyor, arabasını park ediyor, diğer arabalar trafikte ona yol veriyor, dükkanlarının önüne park ederken ona yer ayırıyorlar filan... Yabancılar bilmiyor, görmüyor ama bütün şehir o 'Mercedes'in farkında! Kadir sopasını Mercedes servisine götürüyor, ustalar bütün ciddiyetleriyle arızaları dinliyor, bir usta sopaya teyp takıyor, diğeri aynasını, armasını yeniliyor.
Şimdi sıkı durun; trafik polisleri yanlış yere park ettiğinde ya da çok hızlı gittiğinde(!) Kadir'e ceza yazıyorlar, zamanı geldiğinde aracını muayeneye gönderiyorlar! Bir koca şehir, Malatya, Kadir'in hayalini onunla birlikte yaşıyor.
Okurum Doruk Şahin diyor ki, "Bir delinin sopasına göre yaşayan şehirlerin; sopayla, sapanla, satırla birbirlerini kovalayan şehirlere dönüşme ihtimalini gördükçe, bu hikaye çok hoş gelir insanın kulağına... Anlarsınız umarım..." Anlamaz mıyım sevgili Doruk, anlamaz mıyım?... Şu anda sevgili Malatyalı kardeşlerime öyle özeniyorum ki... Bir tatlı deliyi mutlu etmek için onunla birlikte tatlı tatlı delirmek... Hayat dört bir yandan üzerimize çullanırken, işi azıcık 'deliliğe' vurmak... Helal olsun hepinize... Hikayenin 'ballı' kısmını ise sona sakladım:
Kadir bir gün arabasını servise götürmüş ve sorunlarını söylemiş. Usta almış arabasını ve "İki gün sonra gel" demiş. Kadir, iki gün sonra gelmiş. Usta, arabanın daha tamir olmadığını söylemiş.
Kadir ertesi gün gelmiş. Usta yine olmadığını söylemiş. Kadir ertesi gün yine gelmiş. Usta arabanın hâlâ olmadığını söyleyince "Yeter artık ya! Verin arabamı, kaç gündür yürüyerek gidiyorum eve" demiş...
NOT: Mercedes Kadir ve kardeşlerinin kendilerine Mercedes filosu kuracak kadar yüklü bir mal varlığı bulunuyor.
Tamamı şu anda devlet himayesinde korunuyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA