Artık koruyup esirgeyeceğim bir can daha var...
Artık ben değil, biz değil; sadece 'o' var...
Artık o pembecik burnun arkasındaki şeye 'gelecek' diye bakıyorum...
Her utangaç iç çekiş, her ürkek nefes alış, her minik gülücük; benim için daha da çok 'hayat' demek...
Artık bu dünyaya barış ve özgürlüğü getirecek olanların 'minik ve masum melekler' olduğuna daha çok inanıyorum.
Yarınına kendini kurban verip nesli için tankların önüne atlayanları artık daha iyi anlıyorum...
Biliyorum ki artık mucize, Kaf Dağı'nın ardında değil; bir çift minicik mavi gözün arkasında...
Hiç şüphesiz ki; artık en karanlık, en umutsuz günü, bir yumuk el aydınlatacak...
Biliyorum ki artık en kasvetli gecenin şafağı; pembe, kıvrık, minnacık bir dudağın gülümseyen köşesinde sökecek...
Ben ki 36 yıldır kelimeleri altına çevirmeye çabalayan bir uslanmaz simyacı... Ben ki aşk şiirleri yazmaya cüret eden bir kalp arzuhalcisi... Ama belli ki heybemdeki kelimelerin hepsi kifayetsiz kalacak...
Çünkü... Artık ben de babayım...