Ben de eleştirdim onu... 'Fenerbahçe'ye transfer olur musun?' diye soranlara 'Allah düşürmesin' dediği için... Ben de Barcelona'daki futbolunu beğenmedim, korkak oynadığı için... Ben de bu köşeye 'Onu karşı sahaya götürmek için reklamdaki minibüs lazım' diye yazdım, kamçılamak için... Ama hiçbir zaman onu tribünden ıslıklamak gelmedi aklıma. Üstelik bir milli maçta, ona en çok ihtiyaç duyduğumuz anda...
Hele... Bizimkiler yuhlayıp ıslıklarken, aynı stadın tribünlerindeki İspanyol seyirciler 'Arda Turan' diye yeri göğü inletip ona sahip çıktıklarında nasıl da utandım. İspanyollar açıkça dediler ki; 'Yapmayın bunu bu adama... O hem iyi futbolcu, hem de yüksek karakterli bir insan... Sizin kadar bizimdir de Arda Turan...'
Başta Barcelona'daki takım arkadaşları olmak üzere, tüm İspanyol futbolcular maçtan sonra nasıl da 'taziye kuyruğuna' girdiler Arda için, gördünüz mü? Az önce onun 'futbolculuğu' öldürülmüştü çünkü...
Evet, Arda kötü oynuyor. Hem de çok uzun zamandan beri. Kolay değil, büyük beklentilerle transfer edildiği Barcelona'da altı ay topa ayağını süremeden yedek kulübesinde beklemek. Ardından formasını Hırvat futbolcu Rakitiç'e kaptırmak. Sadece Rakitiç'i alkışlatmak için son 10 dakikalarda oyuna girmek. (O Rakitiç ki, grubumuzdaki Hırvatistan'ın en iyisi) Kolay mı her gün daha da can acıtan eleştiri oklarına göğüs germek?
Aslında her şeyin sebebi, Arda'nın rol aldığı televizyon reklamları... Firmalar, Arda'nın yıldız ışıltısını öyle fütursuzca kullandılar ki, millet Arda'nın antrenmandan çok setlerde enerji harcadığına hükmetti. Daha da kötüsü, bu reklamlar yüzünden hepimiz onu Süpermen belledik.
Öyle çok cilaladılar ki, 'Milli Takım eşittir Arda' oldu. Takımın geri kalanına pop yıldızının gerisindeki dans grubu muamelesi yapıldı. Böyle olunca da başarısızlık neredeyse tek başına Arda Turan'a fatura edildi.
Bugün grupta son maçımızı oynayacağız. Lütfen bırakınız elinizdeki toprak atan kürekleri... Maçı kaybedebiliriz ama Arda'yı kazanmak hâlâ elimizde...