Kösem Sultan'ın ilk iki bölümünü yayınlanmadan önce izleyip bu köşede değerlendirdiğimde özellikle ikinci bölümün tepki alabileceğini yazmıştım; yanılmadım. Özellikle minik şehzade Mustafa'nın boynuna ilmik geçirildiği sahne herkesi sarstı.
Son bölüm, izleyiciyi ikiye böldü. Bir kısım, halvet ve şehzade boğdurmanın Osmanlı tarihinin gerçeği olduğunu savunurken, daha büyük bir izleyici kitlesi dizinin Osmanlı tarihinin sadece olumsuz yönlerini ekrana taşıyarak ecdadımıza saygısızlık ettiği görüşünde.
Şahsi kanaatime gelince:
Evet, 'Devletin nizamı için kardeş katli vaciptir' ilkesi, Osmanlı'ya mal olmuş bir gerçektir. Padişahların haremlerindeki pek çok kadınla beraber olduğu da... Ancak, Batı toplumlarının İslam ile terörü ısrarla birlikte anmaya çalıştıkları şu kritik günlerde, şimdiden dünyanın pek çok ülkesine satış anlaşması yapılan bir dizinin bu 'imaj karalamasına' hizmet etmemesi için daha özenli davranılabilirdi. Türkler'in sırf reyting kaygısıyla, sadece Akdeniz kıyılarından ve Avrupa ülkelerinden insan kaçıran, kardeş boğduran, sarayda seksten başka bir şey düşünmeyen insanlar gibi algılanmasına yol açabilecek ifade ve görüntüler çok mu gerekliydi?
Bir de ikinci bölümde çocuk masumiyetinin sırf daha fazla reyting adına adeta 'vicdanlar kanırtılırcasına' istismar edildiği o sahneler, acaba daha simgesel, ekran başındaki aileleri daha az rencide edecek bir dille ekrana taşınamaz mıydı? Siz hiç Amerikalı'nın elinden çıkmış 'Kızılderili soykırımı' filmi izlediniz mi? Bizim çocukluğumuzdaki kovboy filmlerinde Kızılderililer, posta arabasına ok atarken, 'kurtarıcı' süvariler hücum borusu eşliğinde yetişip dururlardı hep... Ya da tüm dünya yıllarca Geceyarısı Ekspresi filmiyle 'Barbar Türkler' propagandasına boyanırken, hiç Guantanamo hapishanelerindeki iğrençlikleri anlatan ABD yapımı bir filme, diziye rastladınız mı?