İzdivaç programları da nihayet sezonu açtı. Bu 'nihayet' lafını, yaz boyunca gündüz ekranında izleyecek dişe dokunur bir şey bulamadıkları için kitap okumak filan gibi fuzuli (!) faaliyetlere girişmek zorunda kalanlar için söylüyorum. (Denizde av yasağının bittiği gün ile izdivaç programlarının başladığı günün aynı tarihe denk gelmesi de ilginç bir tesadüf doğrusu).
Neyse, esaret bitti... Şimdi gelsin elektrik alışverişleri, kriterler, SGK sorgulamaları, 'Haydi o zaman bir çay içelim'ler...
Bu sezon izdivaç pistinde üç program yarışıyor. İlk iki gün reytinglerine baktığımda atv'deki 'Esra Erol'da' açık ara önde. Onu çok gerilerden Star'da Seda Sayan ve Uğur Arslan'ın sunduğu 'Evleneceksen Gel' ve birkaç basamak altında da FOX'taki Zuhal Topal'ın programı izliyor.
Yani açık bir 'Şampiyon belli, ikinci kim?' durumu...
Her program ve sunucusunun kendine has bir karakteristik özelliği var. Esra Erol'da yılların tecrübesi konuşuyor.
Her geçen gün ekran başındakileri, mahallenin çöpçatan yengesi olduğuna daha çok inandırıyor. Hamileliği ise mutlu yuva kurmak için talibini bekleyenlerin nezdinde inandırıcılık katsayısını daha da artırıyor. Hele bu sene her hafta evlenecek ilk çifte otomobil hediye etmesi, programını uçuracak gibi. Bu teşvik, tribündekileri, adaylardan çok daha fazla heyecanlandırmış görünüyor.
Seda Sayan'ın 'Evleneceksen Gel' programı ise 'Çalalım, söyleyelim, eğlenelim, arada talip çıkarsa da evlenelim' modunda.
Zuhal Topal konusunda ise seyirci hâlâ kararsız. 'İzdivaç programı sunucusu mu, yoksa sunucuyu mu oynuyor?' tereddüdü henüz giderilmiş değil.
Hiç anlayamadığım noktaya gelince... Aynı anda üç izdivaç programının yayınlandığı başka ülke yok. Ama nüfusuna oranla en fazla boşanma davası açılan ülke de biziz... Sebep; talibimizi televizyon stüdyosunda arayacak kadar çaresiz kalmamız olmasın sakın...