Cuma günü Facebook hesabımdan da paylaştığım şahane videoyu, tekrar tekrar izledim. Her seferinde gözlerim biraz daha buğulanarak...
ABD'de birkaç yönetmen toplanıp bir kısa film çekmiş. Aslında buna film demek de yanlış. Bir 'sosyal laboratuvar çalışması' diye nitelemek daha doğru...
10 yaşında evsiz bir çocuk (tabii ki oyuncu), New York'un en işlek caddesinde, termometreler 5 dereceyi gösterirken, kısa kollu tişörtüyle üzerine sadece bir çöp torbasını battaniye gibi sararak, tir tir titrer halde, kaldırımda yardım dileniyor. Tam iki saat boyunca, önünden yüzlerce insan geçmesine rağmen, kimse aldırış etmiyor. 2 saat 10 dakikanın sonunda beyaz çocuğun yanında siyahi bir adam beliriyor. (İşte o adam oyuncu değil) Belli ki o da sokakları mesken tutan New York'un evsizlerinden. Önce çocuğa nasıl olduğunu soruyor, sonra bir baba şefkatiyle üzerindeki montu çıkarıp çocuğun titreyen bedenine sarıveriyor. Yanından ayrılmadan önce de, cebindeki son banknotu çocuğun cebine bırakıyor...
Nasreddin Hoca, damdan düştüğünde boşuna "Doktordan önce, bana damdan düşen birini getirin" diye tutturmamış...
Yarın hangimizin ne olacağı belli değil. Yerçekimini anlamak için lütfen damdan düşmeyi beklemeyelim...