Yapımcılar artık göle maya çalar gibi ekrana dizi çalıyorlar. Kanal D'nin son kumarı Poyraz Karayel oldu. Aslında tüm yurdun hem soğuktan, hem suikastlerden donduğu günlerde ismiyle gündeme pek yaraştı doğrusu. Dizinin isminin bir avantajı daha var. Biliyorsunuz; Karadayı, Karagül, Kara Para Aşk yüzünden artık herkes isminde 'kara' geçen dizilerin tutacağına inanıyor. Kanal D de 'totem' yapmış anlaşılan...
Dizinin ilk bölümü sürükleyiciydi. Kurgusu da, rejisi de standartların üzerinde. Oyunculukları da sevdim. İlker Kaleli pek inandırıcı duruyor. Burçin Terzioğlu kendisine şahane bir rol biçmiş. Musa Uzunlar, 'Baba' rolünde döktürüyor. Yan karakterler de son derece güçlü. Yanına bir de 'sevimli küçük çocuk' sosu olarak dünya tatlısı Ataberk Mutlu iliştirilince, ortaya lezzetli bir ordövr tabağı çıkıvermiş.
Peki 'doymuş' dizi izleyicisinin midesinde Poyraz Karayel'e yer var mı?
İşte orası biraz meçhul. Güzel Köylü-Kara Para Aşk-Diriliş: Ertuğrul'dan oluşan Bermuda Şeytan Üçgeni'nin içinde kaybolup gitmesi daha büyük bir olasılık.
'Baba' filmleri serisinden bolca esinlenmeler içeren Poyraz Karayel'den aklımda kalan cümleye gelince... Ayşegül, bir türlü ilgi göremediği çete reisi babası Bahri'ye laf sokuyordu:
"Bütün İstanbul'a baba oldun ama bir tek evlatlarına baba olamadın..." Bu cümle, Mario Puzo'nun bile aklına gelmemişti...