Okan Bayülgen iki hafadır Dada Dandinista'da bir aksiyon deniyor. Program konuklarından birini Türk halk müziği sanatçıları arasından seçiyor. Karşısına da bir oyuncuyu ya da pop şarkıcısını koyup "Hadi aşıklar gibi atışın" diyor.
Geçen haftanın konuğu Nihat Doğan'ın müthiş hazırcevaplığı ve olağanüstü performansıyla bu iş biraz çalışır gibi görünse de, bu hafta Hüseyin Turan ile Bay J'nin giriştiği 'sözde' aşıklar atışması tam bir fiyasko ile sonuçlandı...
Tabii ki çok takdir ettiğim sevgili Hüseyin Turan'ın sanatçı kişiliğine sözüm yok. Ama 'aşıklar atışması' başka bir yetenek, birikim ve ustalık işi...
Evet, aslında işin fazlaca ciddiye alınacak bir tarafı yok.
Olan biten bir gece eğlencesinden ibaret. Ama gelin görün ki, hayatında ilk kez bu program sayesinde 'aşıklar atışması' diye bir kültürel zenginlikten haberdar olan genç izleyicinin gözünde 'halk ozanlığı' nasıl değer yitirir, bir düşünsenize...
Oysa 'atışma', ozanlığın en üst mertebesine ulaşmış aşıkların işidir. Bir virtüözlük makamıdır.
Hele 'leb değmez' denilen bir türü vardır ki, akıllara zarardır.
İki dudağı arasına iğne alan aşıklar; hem karşısındakine cevap yetiştirecek, hem sazını çalacak, hem sözünü kafiyeye bağlayacak, hem de bunu yaparken içinde b, f, m, p, v harflerinin geçmediği kelimeler bulacak...
Sevgili Okan'a naçizane tavsiyem, gelecek hafta bu işin erbabı olan iki ozanı stüdyosunda ağırlayıp 'olayın aslını' genç izleyicilerine göstermesidir. Hazır söz Okan Bayülgen'den açılmışken, bir de küçük tespitimi paylaşmak isterim: İzleyenler mutlaka farkındadır; Okan giderek daha uysal, daha halim selim ve 'şefkatli' bir sunucu haline gelmedi mi sizce de? Zaman zaman sınırları zorluyor gibi görünse de o eski çılgın, agresif ve 'sıra dışı' halinden eser yok sanki...
Sorum şu:
Okan mı yola geldi, yoksa dünya yolundan çıktığı için Okan bize sıradan ya da normal görünmeye mi başladı?