Dile kolay, en iddialı dizilerin bile üç haftada kapağı açık unutulmuş kolonya gibi havaya karıştığı televizyon sektöründe tam 10 yıldır gece-gündüz yayında kalıp reyting listelerinin zirvelerinde gezinmek öyle her babayiğidin harcı değil. Üstelik bu süre içinde karşısına diktikleri birbirinden dev bütçeli rakipleri teker teker devirmişken...
Arka Sokaklar'ın final bölümünü izlerken içimde garip bir hüzün dolaşmasının sebebi buydu. En afili polisiyelerin bile tutunamadığı o ekrana 10 yıldır dişini tırnağını geçiren Arka Sokaklar, son yıllarda eleştirilerin boy hedefi haline gelen polis teşkilatı ile halk arasında sıcacık, yumuşacık bir köprü kurmuş, adeta 'teşkilatın fahri halkla ilişkiler müdürü' olmuştu. Bu sütunlarda diziyi övdüğüm de çok oldu, yerdiğim de... Ama ekranlara ayrı bir lezzet kattığı gerçeğini hiçbir zaman göz ardı etmedim. Üstelik 10 yıllık yayın süresince, aldığı tek ödülün, benim de jüri üyesi olduğum Antalya Televizyon Ödülleri'nde gerçekleşmesi, hep içimi ferahlatmıştır.
Arka Sokaklar, unutkanlığı ile meşhur sektörümüzün hatırlatma panosunda fosforlu bir post-it olarak ebediyen kalacaktır. Teşekkürler Arka Sokaklar ekibi... Teşekkürler Türker İnanoğlu...
(NOT: Bu vesile ile rahatsızlandığını öğrendiğim sevgili ağabeyim Türker İnanoğlu'na da acil şifalar diliyorum.)