Bahsedeceğim konu; Kıvanç Tatlıtuğ'un, fotoğrafını çekmeye çalışan hayranlarına küfür etmesi değil. O konuyla ilgili tavrım en başından belli: Küfrün, şiddetin mazereti olmaz.
Ben Kıvanç için ortaya atılan bir başka iddiadan bahsedeceğim: Kıvanç Tatlıtuğ'un son dizisi Kurt Seyit ve Şura'nın reytingleri biraz düşük geldi ya, pusuda bekleyen 'kıskançların' ya da eleştiri yapmayı, 'karizma çizmek için fırsat kollamak' olarak algılayanların dili çözülüverdi.
Yok efendim neymiş; Kıvanç tıpkı 'Kuzey' karakteri gibi oynuyor, kendini tekrar ediyormuş... Yok efendim, 'Ben artık oldum' deyip yıllardır birlikte çalıştığı ve saatine 500 lira ödediği oyuncu koçu İpek Bilgin ile ortak mesaiyi bırakmış. O yüzden Seyit karakterine kimlik kazandıramamış, patinaj yapmaya başlamış vs...
İpek Bilgin muhteşem bir oyuncu, harika bir öğretmen. Mutlaka yolun başındayken Kıvanç Tatlıtuğ'un işi öğrenmesinde önemli katkıları olmuştur. Ama Kıvanç'ın iş disiplinini ve sağlam karakterini tartışmaya açmak büyük insafsızlık. Ayrıca, Kuzey karakteri ile Kurt Seyit'i benzetenlerin öncelikle bir göz doktoruna görünmesinde büyük fayda var.
Daha önce bu sütunlarda yazmıştım. Onun yerinde başkası olsa, Aşk-ı Memnu'dan sonra o baklava kaslarının üzerine yatar, sadece göz alıcı fiziğiyle işi idare eder, para kazanmayı sürdürürdü.
Ama o ne yaptı? 20 kilo verip Kelebeğin Rüyası'nda veremli bir şairi oynadı... Ben son yıllarda, mankenlik mesleğinden gelip de oyunculuk konusunda kendini bu denli geliştiren, Allah vergisi yeteneğini tek sermaye yapıp hiç şımarmadan, yolunu bir an olsun şaşırmadan zirveye çıkan bir başka genç oyuncuya daha rastlamadım. Ne yazık ki, reyting canavarına göbekten bağlı bir eleştirel göz edindik. Reyting alan her şey iyi, alamayan tu kaka... Kıvanç ile kıvanç duymak varken bacağından tutup aşağıya çekmek, onlara daha büyük haz veriyor olmalı...