Nebil Özgentürk yine şahane bir iş yapmış. Meslektaşım Esra Tüzün'ün Sabah gazetesinde yayınlanan yazı dizisinden feyz alarak, bir ilaç firmasının da desteğiyle yollara düşmüş ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinde 100 yaşına gelmiş 30 kişiyle konuşarak, Asrın 'Yüz'leri adında şahane bir belgesel hazırlamış.
HER ŞEYİN BAŞI 'AİLE OLMAK'
15 Mart'ta NTV'de başlayan ve her cumartesi saat 15.15'te yayına giren belgeseli her hafta merakla bekler oldum. Yetmedi, Nebil'i salı akşamı Beyaz TV'deki Medyatik programına davet ederek, olan biteni bir de kendi ağzından dinledim.
ATV'nin başarılı haber spikeri Şebnem Sunar Küçük ile birlikte programıma konuk olan Nebil'e ilk sorum "Onca röportaj yaptığına göre, 100 yaşına gelmenin sırrına erişmişsindir herhalde?" oldu. Nebil anlattı, biz dinledik.
Efendim, 100 yaşına ermenin en büyük sırrı 'aile' imiş. Nebil'in konuştuğu asırlık çınarların hepsi; aileleriyle bağlarını koparmayan, büyük ailelerin içinde yetişip aynı geleneği sürdüren, çocuklarının, torunlarının mutluluğunu kendilerine 'hedef' belirleyen insanlarmış. İçlerinde yalnız başına yaşayan tek kişi bile yokmuş. Ömrü uzatan en önemli sebep, 'mürüvvet' görme isteğiymiş.
100 yaşına erenlerin en önemli ikinci ortak paydaları ise stresten uzak durmalarıymış. Yani uzun yaşama denklemindeki ikinci bilinmeyen; 'steril ve stressiz yaşam' imiş. Ve doğa... 'Dalya' diyebilmek için zeytinyağının hasını, sebze meyvenin hormonsuz olanını, tereyağının köyden gelenini, yoğurdun evde yapılanını yerlermiş. Akşam erken yatar, sabah erken kalkarlarmış.
Peki 100 yaşına kadar yaşamak ister misiniz? Çoğunluğun 'Sağlıklı olduktan sonra neden olmasın?' dediğini duyar gibiyim. Ama benim biraz tereddüdüm var.
Unutmayın, insan bir asır yaşayınca, sevdiklerinin hayata veda edişine herkesten daha çok tanık oluyor...