Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Tek derdimiz küfür mü?

Televizyonda kullanılan dilin mümkün olduğunca temiz olması gerektiği yolundaki hassasiyetimi artık biliyorsunuz. Bu konuda çokça yazı yazdım. Çünkü pek çok minik, dilimizi okuldaki Türkçe öğretmeni kadar, televizyondan da öğreniyor.
Okurumuz Ayşe Özcan ise özellikle argo konusunda paniğe kapılmanın gereksiz olduğunu savunan bir yazı kaleme almış. Katılırsınız ya da katılmazsınız ama farklı seslere kulak vermek ufkumuzu geliştirir, unutmayalım.
"Öncelikle iyi çalışmalar. Ben televizyonlarda ve sinemada kullanılan küfürler hakkında yazmak istedim size. Öncelikle elbette ki, çocukların da televizyon karşısında olduğu saatte küfür içerikli konuşmaların yayınlanmasını desteklemiyorum. Ama asıl sorun: Bizim argo ve küfrü karıştırmamız...
Biraz argo kullanmak, yani sokak dilinde konuşmak hiçbir çocuğun gelişimini etkilemez. Nasıl ki bizler Sıdıka, Kaygısızlar ve Tatlı Hayat gibi dizileri izledik diye kimlik bunalımı falan yaşamadıysak, şimdiki çocuklara da bir şey olmaz. Çocuklar konusunda aşırı derecede hassas bir tutum sergilemek ne kadar sağlıklı bilemiyorum açıkçası.
Hababam Sınıfı, Neşeli Günler ya da ne bileyim Kibar Feyzo'daki 'salak', 'eşek' gibi kelimeleri sansürleyerek çocukları daha iyi yetiştireceklerini düşünüyorlarsa, anne-babalar yanılıyorlar bence.
Böyle masumane şeylere gelene kadar onca şiddet içerikli çizgi filmleri, okuyanı teröre sevk eden çocuk kitaplarını filan incelemeye alsınlar. Böylelikle çok daha verimli olurlar.
Bilmiyorum kendimi ne kadar doğru ifade ettim ama umarım RTÜK artık dizilerdeki saçma sapan şeyleri sansürleme işine bir son verir ve daha büyük tehlike saçan sorunlarla ilgilenir.
Saygılar..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA