18 Mart sabahı FOX'un 'Çalar Saat' programını izliyorum.
Sunucu İsmail Küçükkaya günün gelişmelerini yorumluyor. Fonda bu kez Zeytinburnu sahili yerine, dalgalanan şanlı Türk bayrağının görüntüsü var. Çünkü o gün 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 99'uncu yıldönümü.
Hep birlikte şehitlerimizi andığımız mübarek bir gün. İsmail Küçükkaya programa gelen izleyici mesajlarını okurken birden irkiliyor.
Önce tereddüt ediyor ama sonra seslendirmeye karar veriyor: "Bir izleyicimiz demiş ki; sabahtan beri içimiz karardı, şu arkaya yeniden deniz görüntüsü verin de içimiz açılsın."
Birden günüm soluyor.
Bu ülkede şanlı bayrağımızın görüntüsüne bile tahammül edemeyenlerle aynı nüfus kağıdını taşıyor olmaktan, aynı havayı teneffüs etmekten utanıyorum.
Hepimizin içinden yükselen isyanı, İsmail Küçükkaya kelimelere döküyor: "Çok yazık.
Demek bayrağa bile tahammülünüz yok.
Öyleyse hemen bu ekrandan ayrılın ve denize doğru yürüyün, gidin."
Sesli sesli, kocaman bir 'Helal olsun' çekiyorum.