Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Adnan Ağabey...

Meğer bu 2013 yılının bize ne çok hıncı varmış... Bir türlü bitmedi... Bitmediği gibi, sevdiklerimizi bizden almaya da doymadı.
Türkiye'de üç neslin birden sevdiği sanatçı sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Adnan Şenses'i, anneannem Gar Gazinosu'ndaki kadınlar matinesinde izlerdi. Annem o billur sesiyle mutfakta şakırken, kulağında hep Adnan Şenses şarkıları vardı.
Ve ben... İçimde yeşerip büyüyen Türk Sanat Müziği fidanına ilk can suyunu verenlerdendi Adnan Ağabey... Hatırşinastı, kadirşinastı... Her şeyden önce, içinden geldiği kültürün mirasıyla her gününü son günü gibi neşeyle, üretkenlikle yaşayanlardandı. Çapkınlık, bizim toplumda fazla hoşgörüyle karşılanmaz ama Adnan Şenses, çapkınlığın bile pek yakıştığı adamdı.
Kendimi, elinde tuttuğu paletteki tüm renkler kuruduğu için fırçasını sadece suya banarak resim yapmaya çalışan bir ressam gibi hissediyorum. Suya yazı yazmanın zor olduğunu bilirdim de, 'suyla yazı yazmanın' çaresizliğinden habersizdim. Adnan Şenses'le birlikte en fosforlu rengimiz de soldu.
Allah, mekanını cennet eylesin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA