Geçen hafta Samanyolu TV'nin sembol ismi Oktay Usta'nın Yeşil Elma programındaydım. Her yıl muntazam olarak Oktay Usta'nın stüdyosunu ziyarete giderdim. Geçen yıl bir türlü fırsat olmadı. Hem onu, hem güleryüzlü ekibini, hem de muhteşem yemeklerini nasıl da özlemişim...
Her zaman olduğu gibi Oktay Usta beni 'yamak' olarak bir güzel çalıştırdı. Neyse ki, bekarlık günlerimden kalma mutfak tecrübem var da, işi idare ediyorum. Bu kez de tam buğday unundan ev makarnasının hamurunu 'kulak memesi kıvamında' yoğurmayı başardım.
Yeşil Elma'ya her gittiğimde; cebimde mutlaka bir bilgi kırıntısı, bir püf noktası ile dönüyorum. Bu kez de brokoli gibi yeşil sebzelerin renklerini yitirmemeleri için nasıl haşlanmaları gerektiğini öğrendim.
Sebzeleri, su kaynadıktan sonra tencereye atmak ve dört dakikadan fazla tutmamak gerekiyormuş. Aksi halde brokoli gibi sebzeler tüm renklerini suya veriyor, geriye sapsarı, solgun ve ölgün kökler kalıyor.
Bence Oktay Usta bir gün de reklam arasında olup bitenleri ekrana taşımalı. Çünkü asıl hüner orada. Siz bakmayın, bazı programlarda canlı yayın konuklarının stüdyoda yapılan yemekleri tattıktan sonra "Aman efendim, pek de lezzetli olmuş" diyerek ağızlarını şapırdatmalarına... Onca telaş arasında lezzet tutturmak kolay değildir. Ama Oktay Usta parmaklarını değdirince her şey başka oluyor.