Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Saygı duruşu

Amacım klişelerin ardına sığınıp yabancı hayranlığını körüklemek değil elbette. Ama Lig TV'de izlediğim Manchester United- Chelsea maçı öncesindeki saygı duruşu seremonisini izleyince, yazmadan duramadım.
Ölen, Manchester United takımının eski kalecilerinden biriydi. İki takımın futbolcuları birbirlerine sarılmış, yüzlerinde samimi bir hüzün ifadesi, başları önlerine eğik halde duruyorlardı.
Koca statta tek bir ses duyulmadı. İki takım taraftarı da 'Yas seremonisi nasıl yapılır?'ın dersini veriyordu adeta. Gözümün önüne bizdeki 'yasak savan' saygı duruşu seremonileri geldi, utandım. Bizde sessizliği fırsat bilip rakip takıma küfreden mi ararsın, can sıkıntısından ıslık çalan, siyasi slogan atan mı?
Sonra "Niye böyle yapıyoruz?" diye uzun uzun düşündüm.
Bizim insanımız sadece saygı duruşu sessizliğinde sesinin duyulabileceğine kendini inandırmış olmalıydı.
Yoksa en sessiz durulması gereken anda niye avazı çıktığı kadar bağırsın ki?
Sözün özü; birbirini dinlemeyi bilmeyen insanlar ne canlısına saygı duyar, ne ölüsüne... Bizler bir şey söylemek için mutlaka birilerinin ölmesini bekleriz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA