Türk Milli Futbol Takımı'nın öncelikle moral desteğine en ihtiyacı olduğu günler. Teknik Direktör Abdullah Avcı yönetiminde Dünya Kupası'na katılması adeta mucizeye kalan takımımız, Gana ile önemli bir hazırlık maçına çıkacak. Ama biz ne yapıyoruz? Karşılaşmayı 'kuş uçmaz kervan geçmez' Olimpiyat Stadı'nda hafta içi neredeyse gece yarısına doğru oynatıyoruz.
Stat Edirne sınırında; ertesi gün iş güç var, millet evine geldiğinde saatler gece yarısını geçmiş olacak.
Sonuç kaçınılmaz: Seyirci yok!
Üzerinden günler geçti ama yazan, tartışan, gündeme taşıyan tek bir spor yazarı olmadığı için kaleme davranma ihtiyacı hissettim. Türk Milli Futbol Takımı'nın maçında sadece 100 (yazıyla yüz bilet satılmış. Maçın 10'uncu dakikasında kapılar açılmasa, dünya futbol tarihinde bir milli takım ilk kez stada geldiği ekibinden daha az sayıdaki seyirciye oynayacak!
Oysa Anadolu'da Milli Takım'ı görmeye, onu bağrına basmaya, alkışlamaya hasret öyle çok şehrimiz var ki...
'Gana ile hazırlık maçı' bile olsa, ellerine bayraklarını alıp sırtlarına milli formayı geçirecek pek çok Anadolu insanı varken; Milli Takım'ı gece yarısı Olimpiyat Stadı'nın ıssız çimlerine gömmek niye?
Yıllardır 'futbolun marka değerinin yükseltilmesinden' söz ediliyor. Yakında değeri yükseltilecek bir 'marka' bile kalmayacak.
Benden söylemesi...