Sevgili Osmantan Erkır, "Bu defa sunuculukta ben yokum, Burcu Esmersoy sunacak" dediğinde, ateşten gömleği sırtına geçiren Burcu için ne denli kaygılandığımı bu sütunlarda dile getirmiştim.
Gencecik bir kızın Orhan Gencebay ve Bülent Ersoy gibi iki devin ağzından söz kapmak, Demet Akalın ve Serdar Ortaç gibi görece 'huysuz' bilinen pop yıldızları ile komşu koltuklarda oturan 'büyüklerinin' çatışmasını engellemek konusunda güçlük yaşayacağını öngörmüştüm.
Nitekim birinci program, Burcu için 'kariyerinin çabucak unutulması gereken günlerinden biri' oldu ama asıl 'başarı' bununla birlikte ortaya çıktı.
Çünkü inanıyorum ki, Burcu'dan başka hiç kimse ilk yarısı 3-0 geride biten bu maçı çeviremezdi.
Burcu, soğukkanlılığını korudu. Eleştirilerin tümünü ciddiye aldı. İşine yarayacak dersleri içinden süzdü, müthiş bir otokontrol ve sağduyu ile değme sunucuların bile karşılayamayacağı bu sert servisleri rakip sahaya düşürmeyi becerdi.
Hem saygıda kusur etmedi, hem trafiği yönetmeyi başardı. Gerek seçtiği kostüm, kuaför ve makyajlar, gerek sempatik halleri, gerekse en doğru yerlerde sakınmadan, aldırmadan, samimiyetle ortaya koyduğu duygu yoğunluğu ile bana göre Popstar'ın gerçek kazananı oldu. Tabii ki bunda, Demet Akalın'ın sivri taraflarını yontup hep bir adım geride duran sakin halinin ve Bülent Ersoy'un destek ve yardımlarının da rolü vardı.
Özetle, Burcu konusundaki kaygılarımın boş çıkmasından ve Popstar'ın 'simge' bir sunucu daha kazanmasından mutlu oldum.