YILLAR önce Pars: Kiraz Operasyonu filminin galasında Osman Sınav'a "Senden sıkı bir aşk filmi bekliyorum ağabey" demiştim. Çünkü tüm sert filmlerine, aksiyon dolu dizilerine ve köşeli mizacına rağmen içinde romantik bir aşk adamı barındırdığını fark etmiştim.
Önceki akşam Aşk Kırmızı filminin galasında yanına yaklaşıp "Siparişimi hatırlıyor musun ağabey? Tamam, olmuş" dedim.
Gülüştük...
KADINLARA GÖRE
Aşk Kırmızı aşkı anlatıyor ama beklendiği gibi öyle 'ılıman iklimli' bir film değil. Aşkın aynı zamanda acı çekmek, fedakârlıkta bulunmak, kendinden vermek olduğunu anlatıyor.
Peki, adı neden Aşk Kırmızı? Çünkü aşkın renginin kan kırmızısı olduğunu savunuyor. Tıpkı ünlü psikanalist Freud gibi...
Kırmızı; seksin, arzunun, ateşliliğin rengi. İki cins arasındaki ilişkinin temelini 'arzular' oluşturuyor. İnsan eninde sonunda bu 'temel içgüdünün' dümen suyuna giriyor. Filmin afişinde baş erkek karakterin gözündeki kırmızı perde de bu temayı desteklemek için zaten...
Modern çağın insanlarının hürriyet gibi gördüğü pek çok şeyin aslında duygu dünyalarını nasıl kuşattığını da anlatıyor film.
İletişim olanaklarının gelişmesi, mobilize olmanın kolaylığı, lüks ev ve iş ortamlarının göz alıcılığı aslında insanların yaşamını kolaylaştırıyor gibi görünse de, hayatın derinliğini azaltıp duyguların daha yüzeysel yaşanmasına sebep oluyor.
Film, özellikle kadınları yüreğinden yakalayacak nitelikte. İlişkisini sorgulayan, kendinden ve erkeğinden emin olamayan, içinde kuşku barındıran kadınlar için önemli laboratuvar sonuçları veriyor. Hepsinden önemlisi; hem erkek, hem kadın için aşk ile arzuyu ayıran en önemli sınır çizgisinin 'sevgi' olduğunu anlatıyor.
Osman Sınav izleyeni sarıp sarmalayacak etkileyici bir sinema dili kullanmış.
Ama keşke kaza sahnesinin 3D animasyon tekniği daha profesyonelce uygulanabilseymiş.
Mehmet Erdem'in müzikleri ise filme ayrı bir lezzet katmış.
Nurgül Yeşilçay, sinema perdesinde daha da büyüyor. Ne yazık ki, rafine oyunculuğundan ziyade; jartiyerli sevişme sahnesi medyada daha çok konuşulacak.
Tayanç Ayaydın, bu sütunların övgü rekortmenlerinden. Yine rolünün hakkını vermiş. Ama filmin yıldızı bana göre Ezgi Asaroğlu. Henüz yeteneğinin tam karşılığı olacak bir yerde bulunmuyor.
Eminim bu film, Ezgi'nin kariyerinin kırılma noktası olacak.
Uzun zamandır bu denli başarılı bir oyunculuk izlememiştim. Bayıldım...