DEĞİLDİ... Hiç kolay değildi...
1.5 saat boyunca sahnede tek başına oynayacaksın.
Hem konuşup insanları güldürecek, hem şarkı söyleyip dans edeceksin...
Hem kendi hayatının tüm sırlarını ifşa edecek kadar samimi olacak, hem de bugüne kadar üst üste koyduklarını devirmeyeceksin.
Devirdiğin çamları anlatıp güldürecek kadar kendinle barışık, nasıl ihanete uğradığını tüm detaylarıyla ortaya koyacak kadar özgüvenli olacaksın.
An gelecek gül dalına konmuş bülbül kadar şen şakrak, an gelecek dut yemiş bülbül kadar suskun ve melankolik takılacaksın. 'Güldürürken ille de düşündürmeli, mesaj vermeliyim' kaygısının didaktik anaforuna kapılmadan, kafanı su üstünde tutup lafını da söylemekten geri durmayacaksın.
Ve bütün bunları yaparken insanlar senin sahnede olduğunu unutup sanki evinin oturma odasında çay sohbetindeymiş kadar gerçek hissedecek gördükleri, duydukları her şeyi... Üstelik, 'B ülkede kadından stand-up'çı olmaz' engelinin üzerinden bacağını aşırıp öyle basacaksın sahnenin ahşap zeminine...
Başarmış...
Nilgün Belgün yukarıdakilerin hepsini başarmış. Profilo Kültür Merkezi'nde sahnelediği tek kişilik gösterisi Nilgün Belgün'le Aşk ve Komedi; şu bezgin, karamsar kış günleri için tam bir terapi...
İzlerken avuçlarınızı sahneye doğru tutun. Isındığınızı hissedeceksiniz... (Annesi, Nilgün Belgün'ü İstanbul'un depremle sallandığı bir günde doğurmuş. Fıkır fıkır oluşunun bir sebebi de bu olsa gerek. Ve Nilgün Belgün'ün annesi, Türkiye'nin ilk kadın nikah memurlarından biriymiş.
Nilgün'ün nikah masalarına bu denli yakın durması, 'genetikmiş' meğer(!)